19 Aralık 2013 Perşembe

ERGUVAN KAPISI - OYA BAYDAR

Erguvan Ağacı Judas Tree (Yahuda Ağacı) olarak bilinir. Bilindiği üzere Yahuda İsa’yı Romalılara ihbar eden havarisidir. Hikayeye göre vicdan azabından kendini erguvan ağacına asar. Çiçekleri beyaz olan erguvan utancından mor renk alır. Mor renk Hıristiyanlığın özellikle Bizans’ın kutsal rengidir. Sadece imparatorların ve izin verilen soyluların giyebildiği mor renkli pelerini halkın ve yabancıların kullanması yasaktı. Doğal yollarla elde edilmesi çok zor bir renk olduğundan o dönemde binlerce deniz kabuklusundan çok az miktarda boya elde edilebildiği söylenir. Bundan dolayı zaten paha biçilemezdi. Dolayısıyla kendilerine erguvan kanlı diyen Bizans imparatorlarının da Erguvan Kapısından geçtiğini hayal etmek bizim için çok zor olmasa gerek. 
Hikaye  Bizantolog Teo’nun bu kapıyı aramaya İstanbul’a gelmesi ile başlıyor.

Kurtarmak için kayıp ruhunu şehrin
Gizli,viran bir kapıdan giriyor
Erguvan Kapısından
Başında erguvan tacı
Erguvan Giyinmiş
Yaraları Erguvan
Münkir bir keşişin gölgesinin ardından
Kutsal bilgeliğe doğru yürüyor.
Daha önce Oya Baydar’ın son romanı “O Muhteşem Hayatınız”’ı okumuş ve burada yorumlamıştım. Bir yazarın son romanını okuyunca genelde önce yazdıkları bir parça daha geri kalır ya tam tersi ben Erguvan Kapısını son romanından çok daha fazla beğendim. Hem konusu benim için daha ilgi çekiciydi hem de tekrarlara pek düşmemiş yazarımız bu kitapta. Kitap boyunca Oya Hanım’ın politik duruşunu görüşünü,pişmanlıklarını,değişimlerini yarattığı karakterlerle birebir okuyoruz.
Teo ergenlik döneminde Türkiye’deki azınlık sorunları yüzünden Amerika’ya göçmüş Rum bir aileye mensuptur.Kimin yazdığı belli olmayan bir el yazmasındaki mısralar yüzünden Erguvan Kapısını aramaya İstanbul’a gelir ve Ülkü’nün evini kiralar.
Burjuva bir yaşantı süren Derin öldürülen diplomat babasının katillerini bulmayı çalışırken sol bir örgüt üyesi Kerem Ali ile tanışır. Ülkü’nün Derin’in babasıyla geçmişte bir ilişkisi vardır ve bu ilişkiden doğan oğlu Umut Kerem Ali’nin abisi ile bir örgüt evi baskınında öldürülür.
Bu dört kahramanın azınlık psikolojisi,68 kuşağının küskünlükleri,ölüm oruçları,oidupus ve elektra komplekleri içinde birbirleriyle olan ilişkisini okuyoruz roman boyunca.
Oya Baydar bu kitapla 2004 Cevdet Kudret Edebiyat ödülü almasına rağmen çok eleştirilir.
Erguvan Kapısı”nda sosyalist ideoloji eleştirisi, özellikle sol örgütlerin özendirdiği ölüm ve öldürme kültürünün eleştirisine dönüşür,bireyselliği yok eden örgütler ve yöneticiler sorgulanır.Bu açıdan biz de alt metinde  yazarın kitap boyunca partizanların alınan kararları sorgulamadan uyguladıklarını,aslında hiç kimsenin kendi özgür iradesiyle ölüm oruçlarına yatmadığını bu tarz eylemlere zorlandıkları vurgusunu okuyoruz.
Ben bilmediğimden önce Erguvan Kapısı’nı okudum ancak isteyenler Sıcak Külleri Kaldı’yı daha önce okuyabilir zira bu kitaplar birbirinin devamı. 

3 yorum:

  1. "Erguvan Kapısı" nı aldım ama henüz okumadım. İnşallah en kısa zamanda okuyacağım. Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizin yorumunuzu merakla bekliyor olacağım:) Keyifli okumalar

      Sil
  2. harikaydı diye anımsıyorum her ne kadar detaylarda tıkanık ta olsam...

    YanıtlaSil