30 Mart 2016 Çarşamba

Seyfettin Efendi'nin Olağanüstü Maceraları - Devrim Kunter

Çizgi romanları ve illüstrasyonları çok seviyorum.Bazen yazmaktan çok çizmek,okumaktan çok o çizimleri seyretmek bana kendimi daha iyi hissettiriyor. Marvel ve DC Comics arasındaki ezeli rekabetle süper kahramanların ölüp ölüp yeniden dirildiği,hikayelerin başa sardığı,birlikte yada birbirlerine karşı sayısız kombinasyonların yapıldığı serileri takip etmekte gerçekten zorlanıyorum artık.
Son yıllarda yerli çizerler çok daha keyifli işler çıkarmaya başladı.Devrim Kunter de bunlardan biri.Levent Cantek’i de burada anmak istiyorum ancak onun çalışmalarını başka bir yazıda paylaşacağım.Kendisi bu alanda zaten efsanedir.

Seyfettin Efendi’nin maceraları dijital ortamdan çıkıp raflara yerleşeli çok oldu ama bizde işler Amerika’daki benzerleri gibi hızlı gitmediğinden şimdilik 3 Olağanüstü Macera ve Esrarengiz Hikayeler olmak üzere 4 sayı var toplamda. Esrarengiz Hikayeler II gelmek üzere. Üç kitap tek macera içerirken Esrarengiz Hikayeler,9 yazar ve 13 çizerlerin desteğiyle oluşturulmuş farklı hikayelerden oluşuyor.

40’lı yaşlarına geldiğinde, hep hayalini kurduğu çizgi roman yazma fikrini artık hayata geçirmeye karar veren Devrim Kunter,Seyfettin Efendi’nin maceralarına önce internet ortamında blog paylaşımları ile başlar, çeşitli dijital dergilerde yayınlar.

Ömer Seyfettin’den etkilenerek yaratılan karakater 1884 Gönen doğumlu.İstiklal harbinde aktif olarak savaşmış bir Harp Akademili.Dedektif karakterlerinin genel geçer profili disiplin ve otoriteye uyumsuzluk sorunu Seyfettin Efendi’de de var.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra Osman Paşa’nın emriyle İfşa-yi Sırr teşkilatını kuruyor ve ekibiyle esrarengiz vakaları çözmeye çalışıyor.

Pozitivist bir kişiliği var,mistik ve fantastik olaylara inanmayıp olaylara bilimsel yaklaşıyor .Biraz Poirot biraz Holmes benzetmesi yapılsa da bence kendine has özellikleri daha fazla. Holmes candır ama hani onun yok artık dedirten çözümleri,müdahaleleri vardır ya;işte Seyfettin Efendi o kadar abartılı değil her şeyden önce.
Maceralar 1920’lerde geç Osmanlı,erken Cumhuriyet döneminde geçiyor.Dönemin kişilerinden ve olaylarından bolca ilham alınmış.Bir anda sürpriz biriyle karşılaşabiliyorsunuz. 
İfşa-i Sırr ekibi de çok iyi oluşturulmuş.Her kalıba uyan bir karakter yaratılmış.Onları da zaman içinde daha iyi tanıyacağız .Bir araya geldiklerinde süper güçleri olmayan fantastik dörtlü gibiler.

Doktor Aziz

Ekibin Watson’ı.Adli tıp konusunda uzman Seyfettin Efendi ile eski dostlar.

Pehlivan İsmail

Mistik olaylara inanan ve korkan pehlivan iri yarı cüssesiyle ekibin kaba kuvvet ihtiyacını karşılıyor.O kuvvetle somut şeylerden korkması imkansız zaten.
Casus Esat
Yedi dil bilen,İstiklal Harbinde casusluk yapmış Esat, İngiliz Kemal’den esinlenilerek yaratılmış.Hatta ilk çizimler Ayhan Işık’ı andırıyor
Mucit Münevver
Ekibin bir çeşit engelsiz Oracle’ı. Mucit bir mühendis olarak ekibe ilginç silahlar ve aletler sağlıyor.

Bunun dışında serinin ilk kitabı Yeditepe Canavarı’na önsöz yazmış Giovanni Scognamillo’den esinlenilen karakter Scognamillo'da aslı gibi doğaüstü olaylar,mitler ve okültizm üzerine uzmanlaşmış bir levanten olarak karşımıza çıkıyor.

Çizimlerin arka planı biraz noir edebiyatı hatırlatsa da daha çok Gotham vari bir İstanbul görüyoruz hatta steampunk etkileri daha  fazla.Devrim Kunter’in yazıp,çizdiği,bastığı/yayınladığı/dağıttığı Seyfettin Efendi,tüm eksikliklerine rağmen,kısır çizgi romancılığımızda kesinlikle desteklenmeyi hak ediyor.Hem polisiye hem çizgi roman seviyorsanız kaçırmayın.

18 Mart 2016 Cuma

Venedik'te Aşk Varanasi'de Ölüm - Geoff Dyer

Venedik’te Aşk Varanasi'de Ölüm, Sabit Fikir Dergisi’nin yayınladığı 2015’in en iyi 50 kitabı içinden seçip okuduklarımdan biriydi.
İki bölümden oluşan kitap adından da anlaşılacağı gibi önce Venedik’te sonra da Varanasi’de geçiyor.

Serbest gazetecilik yapan Jeff Atman,Londra’daki hayatından ve yaptığı işten sıkılmıştır.40 yaş bunalımlarıyla sanat dergilerine yazılar yazıp,röportajlar yapmaktadır.Bienal için Venedik'e gelen Jeff ile yazar adeta bienal ruhunu ve gerçeklerini bize aktarmış,sanat çevresine dair eleştirileri alttan alta çok iyi vermiş.
Yazarın Bienali ve Venedik’i çok ayrıntılı vermesi mekansal ve sanatsal anlamda konuya uzak okuyucular için pek bir şey ifade etmeyecektir ki mekansal aşinalığım olmasına rağmen bana pek etmedi.
Bizim sanat çevremizde de çok görüldüğü üzere bazı partilerde ve davetlerde görünmenin bir prestij sayıldığı,akşamları tek dertleri hangi davete katılacakları,nelerin ikram edileceği olan bu çevre, içki ikramının bittiği yerden bir başka partiye geçip “sanat” konuşuyor.
Venedik böyle devam ederken;ki sıkılmaya başlamıştım,aşk gazetecimizi buldu.Los Angeles sanat çevresinden Laura ile tutkulu hatta erotik ilişkileri bu bölümü az biraz hızlandırsa da ben Varanasi bölümünü daha çok beğendim.

Bir gezi yazısı için Varanasi’ye gelen gazeteciyi önce Jeff diye okuyordum ki,adının hiç geçmediğini ve farklı biri de olabileceği hissine kapıldım. İki şehir arasını nasıl bağlayacak diye beklerken zaten kitap bitti.Dolayısıyla bölümleri iki ayrı hikaye sayarak tat almaya bakmak daha doğru çünkü iki eski su şehri olması dışında kurgusal bir bağlantıları yok.
Gene de gazetecinin  yavaş yavaş oraya uyum sağlaması ,kendi iç dünyasına dönmesi,varlık ve ölüm üzerinden düşünceleri hergün önünden geçtiği ölülerin yakıldığı ve ibadet edilen gantlar bana hem felsefi hem mistik olarak daha keyifli geldi.

1958 İngiltere doğumlu yazar şu an Los Angeles’da yaşıyor.Cheltam’da bir gramer okulunda ve Corpus Christi College,Oxford’da eğitim görmüş.Yazdığı dört romanın dışında pek çok kurgu dışı kitapları ve ödülleri var. Misafir profesör olarak üniversitelerde dönemsel dersler veriyor.

Romanları;

Paris Trance - Paris Esintisi, Everest Yayınları
The Search
The colour of Memory
Jeff in Venice,Death in Varanasi – Venedikte Aşk Varanasi’de Ölüm ,SEL

Bununların dışında bizde çevirisi olan kitapları şimdilik;

Zona – Rus yönetmen Andrey Tarkovski’nin Staker (İz Sürücü) filminin her planını analiz ettiği kitabı
Bir Hışımla ,Everest Yayınları -  D.H.Lawrence üzerine yazdığı bir inceleme
İçimdeki Yağmur – Hitkitap – Gezi yazısı
John Berger Bir fotoğrafı anlamak- Metis

Listede olmasaydı,yazardan da haberim olmazdı muhtemelen.O yüzden bu çalışmaları yeni yazarları tanımak açısından çok önemsiyorum.

17 Mart 2016 Perşembe

KANLI KARTAL - CRAIG RUSSELL

Bu kitabı yolda okumak için yanıma almıştım ama oku-ya-ma-dım! Bu kadar kanlı bir vahşet hele de yalnız yolculuk yapınca tuhaf bir psikoloji yaratıyor insanın üzerinde. Normalde böyle şeylerden çok etkilenmem sonuçta kurgu der geçerim ama bu aralar okuduklarım bile üzerime fazla geliyor.

Kanlı Kartal ayinsel bir törenle işlenen cinayetlerin Jan Fabel ve ekibinin olayı aydınlatmaya çalışmaları ekseninde gelişiyor. 

Kayıtlara kan kartalı adıyla geçen bu vahşi rituel ,Viking efsanelerinde yani Saga’larda bahsedilen bir kurban etme biçimi. Ben burada şekli ve yapılışı konusunda ayrıntılarına girmek istemiyorum;arzu eden internetten aratsın-konuyla ilgili yeterince yayın var.
Bu arada bu kurban etme biçiminin yeterince ispatının olmadığını,herhangi bir kazı sırasında bu olayları destekleyecek bulgularla karşılaşılmadığını söyleyen akademik çevreler de var.Vikingler,denizci ve akıncı bir toplum olduklarından istila ettikleri bölgelere korku vermek için böyle efsaneler yaydıkları görüşündeler.
Çocukluğumuzun sevimli çizgi film kahramanı Vikingler aslında 8-11 yy arasındaki dönemde Avrupa tarihine damgasını vurmuş,bugünün halklarının oluşmasında etkili olmuş savaşçı bir toplum. İskandinav Mitolojisinde geçen pagan tanrı Odin’e inanıyorlar. Hristiyanlığın Kuzey Avrupa ve Cermen toplumlarına geç girmesinin en büyük sebebi bu mitolojik etkilere fazla sahip çıkmalarından. İngilizcedeki Thursday (Perşembe ) ismi oğlu Thor’un adından gelirken,Friday yani Cuma karısı Frigg den geliyor.Simgeleri Odin Haçı’nı Hristiyanlık ortaya çıkmadan çok önce kullanmaya başlıyorlar. Bizim pagan dönemimizin Gök Tengri’si ile çok benzeşiyorlar.Göçlerle,akınlarla halkların oradan oraya akarken yazdığı tarihe,inanışların ortaya çıkmasına inanılmaz bir kaynak bu mitolojiler.Tabii tırnak içinde büyük resme bakmak isteyenler için.

Fabel işte bu efsanelerle kendini Odin'e adamış bir çeteye ulaşmaya çalışıyor.İşin içinde hem Türk hem de Ukrayna mafyası olunca suçun şekli de iyice karmaşıklaşıyor. 


İskoç yazar’ın Fabel serisi genelde Almanya’da geçiyor. Sanırım kurguyu mekansal anlamda da kuvvetlendirmek için resmi birimlerin adını çevirmeden birebir Almanca olarak yazmış. Kriminalhouptkommissar gibi bir dolu kelime,dile aşina olmama rağmen okurken inanılmaz bir kesinti yaratıyor ve okuma hazzını neredeyse sıfırlıyor.Bu yüzden ilk 100’e gelene kadar kopuk kopuk okudum, alıştıktan sonra da geri kalanı bir günde bitti.Bu kelimeler dışında çeviri genel olarak güzel,doğrusu yazık olmuş. 

16 Mart 2016 Çarşamba

KAĞIT EV - Carlos María Domínguez

Kağıt Ev kısacık bir kitap ama içinde dünyalar var. Sabit Fikir Dergisinin yayınladığı 2015’in en iyi 50 kitabı içinde bulunuyor.Ben fırsat buldukça bu kitaplardan okumaya çalışıyorum.Hepsini bir maraton programı içinde okuyan ve tartışan bir okuma grubu da var.Ben onlara yetişemeyeceğimi düşündüğümden içinden seçtiklerimi okuyorum.

Kağıt Ev kitaplara çok düşkün,ötesinde takıntılı,tam bir bibliyofil olan Carlos Brauer’in sonunda geldiği hali anlatıyo Jsonumuz benzemesin.Biraz Enis Batur’un Kitap Evi tadında da olan kitaptan ben içinden kendime çıkardığım okuma listesini buraya da geçiyorum ki elimin altında olsunlar.

Joseph Conrad- Üç Deniz Öyküsü
Paul Bourdin – Marquis de Sade’ın Mektupları / Notları
Constantin Virgil – 25. Saat
Ricardo Emilio Piglia Renzi (Arjantinli)
Juan Jose Saer  ( Arjantinli) - Bulutlar
Pedro Paramo (Meksika)- Juan Rulfo
Cortazar - Rayuela (Seksek olarak çevrilmiş)- baskısı olmadığından sahaflarda 100 TL’den satılıyor. Tekrar yayınlansın diye bekleyeceğiz artık.
Lope de Vega – Olmeda Şövalyesi
Ricardo Piglia (Arjantinli)– Suni Teneffüs
Roberto Arlt (Arjantinli) – Yedi Deliler
Juan Carlos Onetti (Uruguay) – Tersane
Valle İnclan  (İspanyol) – Esperpentizm ve Bohemya Işıkları
Martin Amis (İngiliz) Görüş Evi & Londra’da bir park & Rachel Dosyası
Felisberto Hernandez (Uruguay ) - Ortancalar
Bu yazarlar hasbelkader kitaplarını bulduklarım.Bulamadığım bir o kadar daha isim var ve Kağıt Ev sadece  94 sayfa J