31 Ocak 2019 Perşembe

2018 Dünya Kitap Dergisi Yılın En İyileri Ödülleri

Dünya Kitap’ın gelenekselleşmiş Yılın En İyileri Ödülleri bu ay içinde sahiplerini buldu. 26. düzenlenen törende ödül alan kitaplar şöyle.
Yılın Telif Kitabı

Yılın Çeviri Kitabı


Yılın Telif Polisiye Kitabı

Polisiye Edebiyata Teşvik

Yılın En İyi Gastronomi Kültürü Kitabı

Bunların dışında;
Gastronomiye katkılarından dolayı Maximilian J. W. Thomae   Gastronomi Kültürü Emek Ödülü'ne  layık bulundu.
Yılın Yayınevi seçici kurulca yapılan değerlendirme sonucunda Aras Yayıncılık olarak belirlendi

Peyami Safa'nın Server Bedi adıyla yayımlattığı Cingöz Recai öykü ve romanlarını özenli, aslına uygun bir şekilde yeniden yayımladığı için Ötüken Neşriyat'a  Seçici Kurul Özel Ödülü verilmesi kararlaştırıldı.

30 Ocak 2019 Çarşamba

ÇİN PORTAKALI - ELLERY QUEEN



Ellery Queen adı aslında, ikisi de 1905 doğumlu Amerikalı kuzenler Frederic Dannay ve Manfred Bennington Lee ‘nin dedektiflik öykülerini yazdığı mahlas. Kitapları Ellery Queen yazar adıyla yayınladıkları gibi ana dedektif karaktere de aynı ismi veriyorlar.

Bu arada onların da gerçek isimleri Daniel Nathan ve Emanuel Benjamin Lepofsky. Ellery Queen adı altında 1929’dan 1971’e kadar 30’dan fazla roman ve bazı hikayeler yazıyorlar. Dannay ayrıca 1941’den beri basılan Ellery Queen's Mystery Magazine ‘in kurucusu ve çok uzun süre editörlüğünü de yapıyor. Dergiye sonra bakmak isteyenler için link bu.


1961’den sonra başka yazarlara da o dönem popüler olduğundan gene Ellery Queen adını kullanarak ancak ana karakterin O olmadığı  kitapları basmalarına izin veriyorlar.
Kuzenlerin 4 kitabı Drury Lane isimli başka bir dedektif hikayesi. O da Barnaby Ross takma adını kullanıyor :)
Son kitapları ise Lee’nin öldüğü yıl 1971’de yayımlanıyor artık.

Çin Portakalı 1936’da Mandarin Mystery olarak filme çekiliyor. Kitap tüm zamanların en iyi kapalı oda gizem kategorisinde ilk 8 ‘de sayılıyor. Aynı dönemin yazarı Van Dine’in  satışları düşerken Ellery Queen’in popülerliği artıyor.

Tür olarak Kapalı Oda ve imkansız Suç kategorisine girmesine rağmen yazıldığı tarihe kadar yayımlanan  benzerlerinden farklılık gösteriyor. Kapı kapalı ama 2 kapı var. Mağdurun adı yok yada kim olduğu çok da önemli değil gibi üzerine konuşulacak farklılıklar barındırıyor.

Kitabın giriş bölümünde okuyucuya bir meydan okuma var. 191.sayfaya gelindiğinde olayı çözecek tüm donelere sahip olacağımızı söylüyor ki çözebilen varsa saygıyla eğiliyorum J

Çin Portakalı Altın Çağ Dönemi içinde gerçekten kült olarak tanımlanabilecek ve literatür okuma yapmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir kitap.

29 Ocak 2019 Salı

YIKIMA GİDEN ADAM - ALFRED BESTER


Yıkıma Giden Adam bilim kurgu ya da polisiye unsurlar taşımasından çok  toplumsal felsefesi ile beğenimizi kazandı. Cyberpunk denilen bir akımla özdeşleştiren tarzda yazılmasına rağmen yazıldığı dönemde bilinen bir akım değil.

Yazar, annesi Rus, babası Amerikalı bir ateist. Hukuk fakültesini yarıda bırakıp uygarlık tarihi ve psikoloji alanında eğitim görmüş.48 yıl eşi ölene kadar devam eden bir evliliği olmuş. 1984 yılında karısını kaybetmesi ile içine kapanmış ve 1987’de Dünya Bilim kurgu toplantısına katılamadan düşüp belini kırmış,bir süre sonra da ölmüş.

Yazdığı ilk öykü ile birincilik kazanmış. Superman, Batman gibi çizgi romanlara öyküler,radyo oyunlarına metinler yazmış, Ve 1950 yılında bilim kurgu romanları yazmaya başlamış. Kaplan Kaplan, Yıkıma Giden Adam ve Fare Yarısı bu dönemde yazdıklarından.
Yıkıma Giden Adam 1953 yılında yayımlanmış ve bilimkurgu edebiyatının en önemli ödüllerinden Hugo ödülünü almış. Taa o yıllarda chat jargonunu kısaltmaları kullanması ayrıca dikkat çekici.

Kurguda suç unsuru baştan belli. Ama nasıl kurtulacak. Kitap ismiyle müsemma zaten "Yıkıma Giden Adam". Sistemin onu yok etmek yerine bulduğu çözüm ise pragmatizmin zirvesi.Öte taraftan Esperlerin konuşma bulutlarını takip etmek bir çeşit zihin jimnastiği.

Ben bazı bölümleri Anarşist'den de -1971 basımı versiyonu- okudum. Eski kelimelerle fütüristik bir metni okumak da değişik oldu.

Yeri gelmişken cyberpunk dan da bahsedersek Bruce Bethke'in kısa öyküsüne editörler akılda kalacak şık bir başlık ararlarken bu kelimeyi uyduruyorlar. Yüksek teknolojiyle donatılmış aynı zamanda çökmekte olan bakımsız kent panaromaları, cyborglar,androidler,uyuşturucu,hackerlar kısaca tekno anarşizmi ifade ediyor.

Kelime sibernetik ile punk 'ın bileşiminden oluşuyor. Haberleşme, kontrol ve denge kurma bilimi olarak tanımlanan sibernetik -yunanca dümenci anlamına gelen kübernetis'ten geliyor-ortadan ikiye bölününce cyborg, cybernot gibi kelimeler doğuruyor. Bethke, elektronik beyinler bağlamında kullanılan sibernetike, günlük hayatta daha çok gelenekler normlar ve otoriteyle arası bozuk gençleri tarif eden punk kelimesini ekleyerek akılda kalıcı bir isim çıkarıyor. 
Cyberpunk’ın popüler kültürde yer etmesi ve gündelik hayata girmesi William Gibson’ın ilk romanı 1984de yayınlanan Neuromancer ile oluyor.

10 Ocak 2019 Perşembe

HÜZNÜN FİZİĞİ - GEORGI GOSPODINOV


Beden hatıralardan kaçamaz ve insan sonsuza dek çocukluğunda kalır mı gerçekten ?
Kalmaz mıyız çoğunlukla. Hele Hüznün Fiziği'ni okurken kendi anılarımdan çıkamadım. 

Komünist bir ülkede olmamamıza rağmen 70’lerin sonu 80’ler imkanlarında bir dünya betimlediğinde zaman kapsulünü okullarda çoğumuza yaptırmamışlar mıdır.Pazar günleri seyrettimiz Kızılderili filmleri,Britanica Ansiklopedileri,sonra annemin,ananemin bana elbise diktiği Singer dikiş makinesi,biz de VHS videolar kiralardık; konu komşu seyredilirdi.
Hiç Tamagotchim olmadı,bıraksalar gerçek bir köpeğim olurdu ama.
Zaman kapsulü şimdi Facebook derken ne isabet. 
Öyle şeylerden söz etmiş ki, Alain Delon deyince bi durdum.Babam çok severdi. Cyrano de Bergerac akil kafayla gittiğim ilk oyundu.
Gaustin’in zihni-çılgın projeleri çok sempatik değil miydi?Bilet parası olmayana film anlatmak, hele kondom defilesi (kimin aklına gelir ki)

Gospodinov anlatımını bölümlere ayırmış ama anlattıkları gene ortaya karışık.O hatıradan bu felsefeye atlarken ailesi,mitoloji bir yana kimler yok ki; Pessoa, Borges, Hemingway, Gaustin, Augustinus...


Direkt söz etmez ama Minator en çok Picaso’yla özdeşleşmiştir. Hıristiyanlık öncesi Mithra Kültü onun sürrealizmi ile Minotauromachy eserinin simgesi olur. Sadece boğa da değil, Mithra kültünün merdivenlerini kullanarak Çarmıha Geriliş'te iki dini bir görür.
Nasıl ki Minotauros Picasso'da vahşeti ve dönemin faşizmini ifade eder, kitapta anne baba çalışmak zorunda olduğu için Komünüzmin terk edilmiş hisseden çocuğu aynı zamanda sistemi sorgular.
Kurgu sistematiği olmadığından herkes için kolay bir okuma olmayabilir ancak ben çok beğendim.

"Kıyametten sonraki gün hiçbir gazete olmayacak. Ne kadar garip. Dünya tarihinin en mühim olayı basına yansımadan kalacak.''