31 Mart 2019 Pazar

OTUZ BUÇUK MAZERET




Rose Gardner maceralarına Otuz Buçuk Mazeret ile devam. Rose’un yaşlı komşusu ölü bulunur. Herkesin aksine Rose bunun bir cinayet olduğuna inanır ve olayın peşine düşer.

Diğer yandan ablası Violet ile fidanlığın açılış hazırlıklarını sürdüren Rose’un özel hayatı Joe’nun ailesiyle tanışma konusu yüzünden karmaşıktır. 

Bu eğlenceli ve sürükleyici chick-lit polisiye seriyi sevdiğimi söylemiştim. Serinin çevrilmiş son kitabını da  okurum muhtemen. Rose Gardner Mysteries'lerin hali hazırda diğer kitapları bizde henüz yayımlanmadı.   


https://www.denisegroverswank.com/denise-grover-swank-reading-list/

29 Mart 2019 Cuma

ESRAR-I CİNAYET - AHMED MİTHAT EFENDİ


Ben bugüne kadar bu kitabı niye okumamışım? Hep Felatun Bey ile Rakım Efendi yüzünden..:)


Tanzimat dönemi adalet sistemindeki değişikleri anlamamıza yardımcı olacak bir kurgu.Bugün medya dördüncü güç derken; o dönem için gazetelerin gündemi belirleme ve sorguya mecbur bırakma gücü. Yargıdaki çarpıklık...Üstlerine rağmen olayı çözmeye çalışan dedektif bugün bile ne kadar güncel polisiye roman konusu.


Esrar-ı Cinayet edebiyatımızdaki ilk polisiye roman olma özelliği ile de Ahmed Midhat Efendi'yi bizim için özel kılar. Üstelik Poe ve ardılları gibi değildir. Sadece analitik inceleme yapıp,muammayı çözen dedektif çizgisinden çıkıp Gaboriau ekolünde yazmıştır. Kahraman Osman Sabri sosyal ortamların içindedir ve toplumsal bozukluklarla, adli eksikliklerle mücadele etmektedir. Semtler belirgindir çok belirgin tasvirler vardır. Bir üst yöneticinin suçlularla işbirliği yapabileceğini ilk kez bu romanda görürüz. Medyayı olayları çözmede itici güç olarak kullanır. 

Dönemin gazetelerinin ona atfettiği isimle Efendi Babamız bir taraftan toplumsal eleştirilerini yaparken diğer taraftan Abdülhamit yönetimini üstüne çekmemek için araya girip açıklamalar yapar;
"Okurlarımıza ihtar etmeliyiz ki Öreke Taşı cinayetinin ortaya çıktığı dönemlerde şimdiki mahkeme usulleri ve mahkemelerin düzenlenmesi ve bugünkü adliye örgütü yoktu. Son dönemdeki adli alandaki gelişmeler ve yeni adliye örgütü; (burada Tanzimat değişikliklerinden bahsediyor) özellikle velinimetimiz, reformcu Padişah Efendimiz Hazretleri'nin başarıları kapsamındaki işlerdendir ki; bu devleti, bu ülkeyi yeniden yaratırcasına başardıkları bunca önemli reformlar arasında; kamu güvenliği açısından en yararlı olanlardan birisi de yeni adliye düzenlemeleridir."


Ahmed Mithat yalnız edebiyat alanında değil , matematikten askerliğe, iktisattan tarihe, felsefeden teolojiye, astronomiden coğrafyaya pek çok alanda yazılar kaleme almıştır.

Roman, öykü, oyun, ani, gezi, inceleme, mektup, deneme türünden pek çok yapıtı vardır.Romanları için döneminde geçerli her türe göre örnekler verdiği söylenebilir. Romantik (Henüz Onyedi Yaşında), toplumsal (Felatun Bey ile Rakım Efendi), serüven (Hasan Mellah, Hüseyin Fellah), siyasi içerikli (Jöntürk), tarihi (Yeniçeriler), töresel (Arnavutlar, Solyotlar), bilimkurgu (Dünyaya İkinci Geliş), natüralist (Müsahedat) gibi.
Polisiyede olduğu gibi feminizmi konu alan ilk romanı da (Felsefe-i Zenan ve Diplomalı Kız) Ahmed Mithat yazmıştır.


Üslubu dönemine göre sadedir,araya girer,açıklama yapar.Esrar-ı Cinayet’i ben Bordo Siyah yayınlarından okudum. Günümüze çok güzel uyarlamışlar,çok rahat okunduğunu söyleyebilirim.
Bir anlamda bir ders kitabı özelliği de taşıyan Esrar-ı Cinayet’i okumadıysanız en azından incelemenizi tavsiye ederim.



28 Mart 2019 Perşembe

İMPARATORUN ENFİYE KUTUSU - John Dickson Carr


Altın Çağ okumalarının ilk bölümünü John Dickson Carr'ın İmparatorun Enfiye Kutusu ile bitirdik.Şimdiye kadar okuduklarımız içinde ufak tefek ipuçları verse de günümüzde geçiyormuş hissi veren ilk hikaye oldu.

1906 Pennsylvenia'da doğumlu Carr üniversite eğitimi için Paris'e geldikten sonra Avrupa etkisinde kalır.Yazarın bir çok eserinde Fransa,Britanya ,Almanya’da işlenen suçlar konu edilir.Bir deniz yolculuğunda İngiliz Clarice Cleaves ile tanışıp evlenen yazar İngiltere’ye yerleşir Londra’da Detection Club'a üye olur.(Bu onur kolay verilen bir üyelik değildir, o zamana kadar sadece iki Amerikan vatandaşına verilmişti.)

Bir süre BBC’de gizem ve suç serileri için senaristlik yapar 2. Dünya Savaşı’nın başlaması ile gönüllü olarak askere katılmak için Amerika’ya geçer. Ancak ordu onu BBC’ye , müttefik güçlerinin savaş  propagandalarını kaleme alması amacıyla geri gönderir. 1960’lı yıllarda Fas’a yerleşir ve hayatının son yıllarını sağlık problemleri ile geçirir.

Oldukça çok sayıda eser veren Carr, yaklaşık 90 roman yazmıştır. Ayrıca Sir Arthur Conan Doyle'un da biyografisini kaleme almıştır. Carr'ın örnek aldığı yazarlar arasında Conan Doyle, Chesterton ve Poe başta gelen ustalardır. Birçok eseri "Locked Room" denilen yani kapalı bir odada işlenen, görünürde imkansız cinayetleri konu alır. Bu alanda ise, Türkçe'ye "Üç Tabut" olarak çevirilen romanı "Ustalık Eseri" olarak anılmaktadır. . Her ne kadar tamamen kilitli bir odada işlenen polisiye romanı yazma unvanı Sarı Odanın Esrarı ile Gaston Leroux’a aitse de (kendisi ikinci sezon listemizde) John Dickson Carr, bu türün gerçek babası sayılabilir.

Yazarın ilk romanı “It walks by night” 1930 yılında basılır. Paris’te geçen bu romanda  dedektif Henri Bencolin’i yaratır ve Kapalı Oda Cinayetleri ile anılmasına yol açan sürecin başlangıcı olur .
1933 yılında, diğer dedektifi  Dr. Gideon Fell’i okuyucularla buluşur. Dr. Gideon ismini, karakterine eski bir çocuk şiirinden esinlenerek verir. 1680 yılında İngiliz şair Tom Brown tarafından yazıldığına inanılan şiir Hannibal’ın yazarı Thomas Harris tarafından Dr. Hannibal Lecter’in takma adı olarak kullanılmıştı.
John Dickson Carr’ın yarattığı üçüncü dedektif ise Sir Henry Merrivale’dir. Bu karakter profesyonel bir dedektif olmamakla birlikte, Savaş Bakanlığı’nda görev yapan bir askeri istihbarat bölümü yöneticisidir. Sir Henry Merrivale karakteri, John Dickson Carr’ın 24 eserinde yer alır.

Öte taraftan ben, İmparatorun Enfiye Kutusu’nda Garon ve Dermod birlikteliğini sevdim. Bazen daha alçak gönüllü bir Poirot konuşuyormuş gibi geldi.

27 Mart 2019 Çarşamba

TANRILARA ADANMIŞ BEDENLER - ELLY GRIFFITHS




Bataklığın Kayıp Tanrıları’nda arkeolog Ruth Galloway’den hoşlanınca serinin devam kitabı Tanrılara Adanmış Bedenleri de vakit kaybetmeden okudum.

İkinci kitabın polisiye kurgusu kesinlikle ilki kadar ilginç olmasa da arkeolojik anlamda gene keyifli anekdotlarla bezenmişti. Bu sefer Roma dönemi kurban adaklarına atıflar yapılan bir konu üzerinden ilerlemiş. 
Ruth’un hamileliği ve özel hayatı ile karakteri daha yakından tanımaya başlıyoruz ancak devam kitapları basılmamış olduğundan konu burada kalıyor.

On yıla yayılan toplamda 10 kitaplık bu serinin devamının yayımlanmaması okuyucular için kayıp ;ne yazık ki basım haklarını elinde tutan yayınevlerinin inisiyatifine kalıyor.

Basılmayan diğer kitapları takip edebilmek adına buraya da ekliyorum.İsterseniz yazarın kendi sitesinden ayrıntılı konularına da bakabilirsiniz.

The House at Sea's End: The Dr Ruth Galloway Mysteries 3

A Room Full of Bones: The Dr Ruth Galloway Mysteries 4

A Dying Fall: A spooky, gripping read for Halloween (Dr Ruth Galloway Mysteries 5)

The Outcast Dead: The Dr Ruth Galloway Mysteries 6

The Ghost Fields: The Dr Ruth Galloway Mysteries 7 

The Woman In Blue: The Dr Ruth Galloway Mysteries 8

The Chalk Pit: The Dr Ruth Galloway Mysteries 9 

The Dark Angel: The Sunday Times Bestseller (The Dr Ruth Galloway Mysteries Book 10)