29 Aralık 2016 Perşembe

2016 Edebiyat Ödülleri

Kötü bir yıl geçirdik.Toplumsal sıkıntılarımız bireysel psikolojilerimize de yansıdı doğal olarak. Böyle zamanlarda daha çok okumaya sığınanlar  olmuştur.Ben maalesef pek yapamadım hatta kendi ortalamamın altında kaldım diyebilirim.Planladığım  bir çok kitabı okuyamadım yada yarım bıraktım.
Aslında ödüllü kitapları bu sene  yazmayacaktım ancak önümüzdeki yıl hem kitap seçimlerim için bir başvuru olur  hem de şöyle derli toplu bir liste gene bir işe yarar diyerek vazgeçtim.

Her sene olduğu gibi Hugo ile başlarsak,ödülü yazardan çok çekişen sağ yada sol görüşlü gruplardan biri kazanmış gibi davranılan Hugo yıldan yıla tartışmaların daha da tatsızlaştığı bir organizyona bürünüyor.
Vox Day önderliğinde Rapid Puppies’in çeşitli oyun kurmalarına karşın geçen sene neredeyse her kategoriye “ödül yok” diyen  World Con üyeleri bu yıl oyuna gelmedi ve Rapid Puppies’in Sad Puppies’le birlikte desteklediği  Neil Gaiman,Andy Weir gibi isimlere hak ettiği ödülleri verdi.

En iyi  Roman Ödülü ise bağımsız N.K Jemesin’e verildi. Siyahi-kadın yazar için 2013 yılında Vox Day eğitimli ama cahil bir yarı-vahşi dediği için üyesi olduğu Amerikan Fantastik ve Bilim Kurgu Derneği'nden kovulmuştu. Ödül töreninden sonra da kişisel sayfasında yazara aynı şekilde hitap etti ve "önümüzdeki senelerde  ödüllere aday olabilmek için sadece azınlık olmanız yetmeyecek,eşcinsel,kör ve topal olmanız da beklenecek” diyerek ırkçı  politik duruşunu yineledi.


Sandman:Overture ile En İyi Grafik Roman kategorisinde ödüle layık görülen Neil Gaiman törene katılmadı ve Puppies grubuna tepkisini dile getirdi. Hugo tartışmaları son  yıllarda edebiyata yakışmayacak sertlikte politik görüşlerin gölgesinde devam ediyor.

Nobel için bu yıl gene Philip Roth,Murakami gibi isimler zikrediliyordu, ancak ödül ilginç bir isme gitti. Bob Dylan. Nobel tarihinde ilk defa bir söz yazarı ödüle layık görülmüş oldu.

Edebiyatın uluslararası alanda en prestijli ödüllerinden biri kabul edilen Man Booker finalistleri arasında bu yıl Orhan Pamuk’un Kafamda Bir Tuhaflık’ı da vardı. Ödül The Vegetarian ile Güney Koreli yazar Han Kang’a gitti.

Pulitzer Edebiyat Ödülü ‘nü ise Vietnam asıllı Amerikalı yazar Viet Thanh Nguyen aldı. The Sympathizer  bu yıl Edgar İlk Roman dahil olmak üzere pek çok ödülü kaptı.
Edgar En İyi Roman Ödülü’nü Lori Roy’un Let me Die in His Footsteps’i aldı. Adaylar arasında, bu yıl  bol bol okuduğumuz Phip Kerr de vardı.Kara Hafta etkinliğine gelip de programının hafta arasına konması tam bir skandaldı.


İngiltere’de ilk kez yayınlanan eserlere verilen Arthur C. Clarke ödülünü bu yıl  Children of Time ile Adrian Tchaikovsky aldı.

Bilimkurgudan devam edersek bu yıl Locus’u da kapan Uprooted En İyi Fantastik Roman kategorisinde Nebula Ödülü'nü aldı. Noami Novik’i biz ülkemizde Temeraire serisinden biliyoruz. İlgilenenler için seri Napolyon Savaşlarına fantastik bir yaklaşım sunuyor.  


Genel anlamda dünya edebiyatı 2016'da böyle bir tablo çizdi.Kendi adıma Sandman'i okumak için sabırsızlanıyorum.Onun dışında listede beni çok heyecanlandıran bir kitap şimdilik yok.

Sait Faik Hikaye Armağanı
Sait Faik Abasıyanık anısına her yıl bir öykücüye verilen ödül bu yıl Güneş Sepeti’ adlı kitabıyla Muzaffer Kale’ye gitti.

















Behçet Necatigil Şiir Ödülü
Egemen Berköz bu yıl Behçet Necatigil Şiir ödülünün sahibi oldu.Berköz’ün İtalyan şairlerden yaptığı şiir çevirileri övülmüş ve 60 kuşağı şairleri arasında özgün bir yeri olduğu belirtilmiş.Hiç okumamış olduğumu utanarak itiraf edebilirim.







Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Sedat Simavi anısına verdiği ödül bu yıl  Bir Roman Kahramanı Orhan Veli" adlı biyografi çalışmasıyla Haluk Oral’a verildi.
















Yunus Nadi Roman Ödülü
Cumhuriyet Gazetesi tarafından dağıtılan Yunus Nadi Ödülleri’nde bu yıl roman kategorisinde başarılı bulunan eser Sema Kaygusuz'un oldu.


















Yunus Nadi Öykü Ödülü 

Öykü dalında Yalçın Tosun ve İnan Çetin ödülleri aldı.

Yunus Nadi Şiir Ödülü
Şiir dalında ödüle Erdal Alova Birinci Çoğul Şarkı ile değer görüldü.



















Duygu Asena Roman Ödülü


Doğan Kitap’ın düzenlediği Duygu Asena Roman Ödülü’nü  Haneye Tecavüz  ile Zehra İpşiroğlu kazandı.


















Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü

Bu yıl deneme ve edebiyat araştırmaları dalında verilen ödülleri Lacivert Taşından Tabletler ile Armağan Ekici ve inceleme kitabı olan Divan Edebiyatına Yeniden Bakış ile Nuran Tezcan aldılar.
Haldun Taner Öykü Ödülü
Haldun Taner Öykü ödülü bu yıl halen sahibine ulaşmadı.

Orhan Kemal Öykü Ödülü
Ödüle bu yıl layık görülen eser Deniz Tarsus’un İt Gözü oldu.


















Orhan Kemal Roman Ödülü
Roman dalında ödül İbrahim Yıldırım’a gitti.
Dünya Kitap Dergisi Yılın En İyilerini henüz açıklamadığı için geçen sene olduğu gibi onu ayrıca yazacağım.


23 Aralık 2016 Cuma

MABET - DORUK ATEŞ

Geçtiğimiz ay kulüp sayesinde yeni bir yazarla tanıştım.Mabet, Doruk Ateş’in ilk kitabı ancak okurken asla bir ilk kitap hissiyatı vermeyen bir başarısı var.Sadece polisiye-gerilim değil aynı zamanda mitolojiye de uzanan tarihi bir kurguya sahip.

Yazar, kitabı zaten Hakatomnos Anıt Mezarı soyulduğu zamanlarda kaleme almaya başlamış.Değerinin bilinilmediğini düşündüğünden,Karya Uygarlığının başkenti Milas’ta geçen hikaye ile Keramos’u,Labranda’yı,Euromos’ı da içine alan Herakleia’dan Ören’e uzanan antik bölgeye dikkat çekmek  istediğini söylüyor.Kendi adıma söyleyebilirim ki,neredeyse her sene içinden geçtiğim Milas’ın etrafındaki kalıntılar için ilk defa haritaya baktım.

Yazarın çevre ve insan tasvirlerinin başarısı da bölgeyi çok iyi bilmesinden kaynaklanıyor.Köyler,zeytinlikler,Ege insanının şivesi tüm doğallığıyla hikayenin içinde.Anlatım sade,tarihi ve arkeolojik veriler sıkmadan olayların akışıyla usul usul veriliyor.

Yazar kurguyu oluştururken her şeyden önce polisiyenin olmazsa olmazı "merak" duygusunu devam ettirmeyi başarmış.Ardında Arapça bir ayetle,Karca bir metin bırakan katilin mesajları Arkeolog Yasemin ve Başkomiser Halil’e ne ifade ediyor.Öte taraftan kim olduğunu tahmin etmenin çok da zor olmadığı katilin "neden" bunları yaptığı sorusu geliyor.
Devam eden cinayetler dizisi mitolojik olayların sahnelerine dönüştüğünde bugünün dünyası ile antik dönemin mabetleri arasındaki duvarlar da kalkıyor bizi soluksuz okuduğumuz hikayenin içine çekiyor.
Okuyan tüm arkadaşların ısrarla tavsiye ettiği Mabet, benim için de yerli polisiyenin en güzel örneklerinden biri oldu.

22 Aralık 2016 Perşembe

SİLAHTAR'IN BAHÇELERİ - ZABEL YESAYAN

Zabel Yaseyan’ı,Osmanlı Feminist hareketlerini ve dönemin kadın yazarlarını incelerken keşfetmiştim.Bu sene Sabit Fikir 50 ‘tavsiyelerinde de Meliha Nuri Hanım kitabı ile listedeydi.Dolayısıyla ismi daha da anılır oldu.

Zabel Hanım kendi dönemi içinde bir kadın–aydın aykırılığıyla bu topraklarda yaşamış ilginç bir hayat hikayesine sahip.Her türlü otoriteye karşı gelmiş güçlü bir kadın. 
Üsküdar Surp Haç’da okuduktan sonra Sorbonne Üniversitesinde Edebiyat ve Felsefe eğitimi alır zaten üniversite okumuş, ilk Ermeni sosyalist feminist kadın yazardır. Anti-militaristtir ve milliyetçi kimliğinden öte yazar kimliğiyle var olmak ister.
Paris’ten döndükten sonra yazarlık yapmaya devam eder.Hem Ermeni Cemaatinin hem de Osmanlı’nın erkek egemen yapısını sorgulayan yazılar kaleme alır.1909’da patrikhane tarafından Adana olayları ile ilgili makaleler yazmak için Kilikya bölgesine gönderilir.Burada  yetim kalmış çocuklarla ilgili raporlar yazar .Döndüğünde artık aynı kişi değildir;hiç durmadan yazarak “Yıkıntılar Arasında”romanını bitirir.Kendi cemaatine de muhalif olduğundan Ermeni entelijansiyası tarafından ağır eleştiriye uğrar.

Anti-militarist olmasına rağmen, 1915 dönemi sürgün listesindeki tek kadın aydındır.Kılık değiştirip Bulgaristan’a kaçar sonra da Bakü’ye geçer.1933’te Ermenistan’dan aldığı bir davetle Erivan Üniversitesinde edebiyat dersleri vermeye başlar. Paris’te eğitim görmüş bu kadın oradaki öğrenciler için çok ufuk açıcıdır. Ateşten Gömlek ve Silahtarın Bahçeleri’ni bu dönemde yazar.Sosyalist olmasına rağmen Stalin döneminin yönetsel uygulamalarını eleştirdiği için Sibirya’ya sürgüne gönderilir ve bir daha kendisinden haber alınamaz.

Silahtarın Bahçesi otobiyografik bir kitap.Hem dönem, hem de Zabel Hanım’ın kendisi hakkında ilginç anekdotlar var.Ayrıca Elif Şafak’ın “Sürekli Sürgün:Zabel Yaseyan Üzerine“ inceleme yazısına da yer verilmiş ki son derece bilgilendirici ve okumayı da destekleyen bir çalışma.