27 Aralık 2018 Perşembe

MICHAEL CONNELY KİTAPLARI


Ne zamandır aklımda olan Michael Connelly kitaplarının okuma listesini de  her seferinde notlarıma bakmamak için buraya giriyorum. 
Daha önce okuyup yorumladıklarıma link verdim.Yorumladıkça da vermeye devam ederim. Yeni çıkan kitapların çevrilmemesi,çevrilmiş olanların bazısının baskısının bulunmaması,yeniden basılmaması,basım yıllarının listeye uymaması gibi sebepler bu seriyi zaten iyice karmaşıklaştırıyor.Çoğunu okuduğum halde hangisini okudum okumadım ben de karıştırıyorum.Umarım liste bu şekilde hepimizin işine yarar.

Harry Bosch serisi
·         1992 The Black Echo (Tünel Fareleri)- Nemesis'den çıkan son çıkan baskıda Kara Yankı 
                                                                       olarak çevrildi.
·         2000 A Darkness More Than Night (Hile) - Önce Terry McCaleb serisinden Kan Bağı'nı                                                                                      okumanızı öneririm.                  
·         2003 Lost Light (Kaybolan Işık)
·         2004 The Narrows (Darboğaz)
·         2005 The Closers (Faili Meçhul)
·         2006 Echo Park (Unutulan Sesler)
·         2007 The Overlook (Kayıp Delil)
·         2009 9 Dragons (9 Ejder)
·         2010 The Reversal (Kuşkulu Delil)
·         2011 The Drop (Şüpheli Ölüm)
·         2012 The Black Box
·         2014 The Burning Room
·         2015 The Crossing
·         2016 The Wrong Side of Goodbye
·         2017 Two Kinds of Truth
·         2018 Dark Sacred Night

Mickey Haller serisi
·         2005 The Lincoln Lawyer (Güneşin Karanlığında)
·         2010 The Reversal (Kuşkulu Delil)
·         2011 The Fifth Witness (Beşinci Tanık)
·         2013 The Gods of Guilt

Jack McEvoy serisi
·         1996 The Poet (Şair)   Bence Hile'den önce okuyun.
·         2009 The Scarecrow

Terry McCaleb serisi
·         A Darkness More Than Night (2001)
·      The Narrows (2004) - Darboğaz 

26 Aralık 2018 Çarşamba

SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM - LATİFE TEKİN


Daha önce iki kitabına başlayıp yarım bıraktığım Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölümü’nü kulüp motivasyonuyla bitirebildim. Okuması kolay bir metin değildi ancak bende bıraktığı lezzet için değermiş diyebilirim.Maalesef ön yargımdan geç okudum.

“Yedi kardeşin arasından titrek bir gölge gibi sıyrılıp liseyi bitirdim. Korku ve yalnızlığın içinden okula gitmenin bedelini ödedim. İnanılmaz savrulmalar, inkar ve baskıların bin çeşidi. Kente ayak uydurmak için boğuşup durdum. Her yanım yara bere içinde kaldı. Boğuşurken birlikte doğup büyüdüğüm insanlardan ayrı düştüm. Ama kendi öz değerlerimi, dilimi ve o insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim. Elinizdeki roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır. Keşke onu daha soluk soluğa, daha parçalanmış bir teknikle, daha erken yazabilseydim.”
Arka kapakta yer alan bu cümleler Latife Tekin'e ait. Otobiyografik özellikler taşıyan Sevgili Arsız Ölüm yazarın 1983’de yayımlanan ilk kitabı. Türk Edebiyatının büyülü gerçekçilik akımının ilk örneklerinden biri kabul ediliyor ve Yüzyıllık Yalnızlık'la karşılaştırılıyor.
Ne Atiye Ursula ne de Alacaüvek  Maconda kadar gerçeküstü ancak Anadolu’nun şamanik adetleri ve korkuları ile örfi geleneklerle karman çorman olmuş dinsel inançlar öyle büyülü bir atmosfer sağlıyor ki yıllarca süren yağmurlar yağmasa da alttan alta gerçeklerin dan diye vurduğu masalı büyülü gerçeklik gibi okuyoruz.  
Dirmit ailenin okuyan tek çocuğu biraz Latife Tekin’in kendisidir. Sorgulamaları yüzünden Cin’lidir,arkadaşı yoktur. köydeki tulumba, kuşkuş otu, rüzgâr, kar, yıldız ve ağaçlarla dertleşir. Meraklıdır.
“Köye gelen çerçiye, çadır açan çingeneye ‘Komünist ne?’ diye sordu. Atiye, oklavayı çekip Dirmit’in peşine düştü. Bir ağılın başına kadar kovaladı, bir taşladı. Yalvarmayla ağlamayla kızını bu meraktan kurtaramayacağını anlayınca, ‘Aha komünist, geberesice,” diye ona bulutları yara yara köyün üstünden geçen bir uçağı gösterdi. Dirmit annesine inandı, ‘Komünist’i uçak sandı.”
Gelenekler,inançlar,köyden kente göç,yoksulluk,kadın erkek eşitsizliği gibi pek çok alt metin barındıran Sevgili Arsız Ölüm Atiye’nin Azrail ile kavgasında isim bulmuş.
Kitabın tek kişilik oyunu  Dirmit ismiyle sahneliyor. Nezaket Erden tarafından oynanan oyunun yorumları oldukça olumlu.

24 Aralık 2018 Pazartesi

2018 Edebiyat Ödülleri

Aralık ayı geldiğine göre ,yıl içinde alınan verilen edebiyat ödüllerini de toparlamanın zamanı geldi. Geçen sene Hugo'dan bahsederken Helsinki ve Stockholm diye tutturmuşum.Durumlar hepimizin malumu.Euro paritesinden elbet gerçekleşemedi . 


Hugo Ödüllerinin veriliş süreci bu yıl sakin geçti. Son birkaç yıldır en iyi fantastik ve bilimkurgu eserlerinin değil, sağ ve sol politik kanatların birbirleriyle yarışmasıyla gündeme gelen ödülü bu yıl yeniden N.K. Jemisin kazandı. 

Siyahi yazar böylelikle üç yıl üst üste Hugo En İyi Roman ödülünü kucaklayarak çok büyük bir başarı elde etmiş oldu. 
Jemisin ayrıca The Stone Sky  (Kırık Diyar Üçlemesi ) ile bu yılki Locus ve Nebula ödüllerini de kazandı.
En İyi Kurgusal Olmayan Kitap dalında ödüle layık görülen eser ise merhum kraliçemize gitti. Bu yılın başında kaybettiğimiz, Ursula K. Le Guin‘in “No Time to Spare: Thinking About What Matters” adlı son denemesi ödülü aldı.
Hugo normale dönmüşken ,Nobel’den gelen haber bu yıl edebiyat dünyasında bomba etkisi yarattı.Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yıl verilmeyeceği açıklandı. Nobel tarihinde ilk kez böyle bir durum gerçekleşirken, 2019'da iki ödül verileceği açıklandı. 
Skandal Akademi Üyelerinden Katarina Frostenson’un eşi Fransız fotoğrafçı Jean-Claude Arnault’a yapılan taciz suçlamalarıyla başlamış ve Arnault’un 6 ödülün kazananını resmi açıklamadan önce sızdırdığı öne sürülmüştü.
Akademinin 18 üyesi ömür boyu bu göreve getiriliyor ve istifa edemiyor. Ancak isteyen üyeler toplantılara katılmamayı seçebiliyor. Akademiye yeni üye seçilmesi için ise 12 üyenin oyu gerekiyor. İsveç Kralı 16. Gustaf, akademinin varlığını sürdürebilmesi için üyelerin istifa etmesi ve yerlerine başkalarının getirilmesinin önünü açacak değişiklikleri yapmayı kabul etmişti.

Bu yıl 50. yaşını kutlayan, dünya çapında saygınlığı kabul edilen Man Booker Ödülü’nün 2018 kazananı Milkman kitabıyla Anna Burns oldu.


Bir çevre bilimi mühendisi olan Anne Charnock son romanı Dreams Before the Start of Time‘a (Zamanın Başlangıcından Önceki Hayaller) ile Arthur C. Clarke ödülünü aldı.

İlk kitabı A Calculated Life‘ı (Hesaplı Hayat) tıpkı Andy Weir ve Hugh Howey gibi bir yayınevi olmadan, kendi kendine yayınlamış ve çok kısa sürede, okurların büyük beğenisini toplayarak bir yayıneviyle anlaşmıştı. A Calculated Life 2013 Arthur C. Clarke Ödülü’ne de aday gösterilmiş ancak kazanamamıştı. 
Anne Charnock bu yıl The Enclave adlı kısa hikâyesiyle 2018 BSFA ödülünü de aldı.


New York’ta faaliyet gösteren Mystery Writers of America’nın 1946’dan bu yana gizem yazınının ustası Edgar Allan Poe anısına düzenlediği Edgar Ödülleri’nde En İyi Roman dalına Jess Walter’ın üçüncü kitabı “Citizen Vince” değer görüldü.

Dünya biraz yeni biraz eski isimlerle böyleyken ,bizde durumlar nasıl toparlarsak;daha çok aynı isimlerle bu ödüllerin döndürüldüğünü görüyoruz. En büyük eleştiri ,bu kurullardan ayrılan jüri üyelerinin de belirttiği, gelen eserlerin hepsinin okunmaması ve dolasıyla objektif değerlendirilememesi.

Sait Faik Hikaye Armağanı




Behçet Necatigil Şiir Ödülü



Yunus Nadi Roman ve Öykü Ödülleri



Duygu Asena Roman Ödülü

Orhan Kemal Roman Ödülü



























Bunların dışında,

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Sedat Simavi anısına verdiği Edebiyat Ödülü bu yıl Kamuran Şipal’ın Dua Çiçeği romanına gitti.

Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü bu yıl şiir dalında Yavuz Türk’ün 'Sonra, Doğdum' adlı kitabına verildi.

2018 Yunus Nadi Şiir Ödülü Seçici Kurulu, oybirliğiyle ödülün Küçük İskender’in “Ölen Sevgilimin Şiir Defteri” ile Yücel Kayıran’ın “Efsus’a Yolculuk” kitapları arasında paylaştırılmasına karar verdi.

Orhan Kemal Öykü Ödülü ise bu yıl Akılsız Sokrates ile Mehmet Fırat Pürselim’in oldu. 

Dünya Kitap Dergisi Yılın En İyilerini hala açıklamadığı için geçtiğimiz senelerde olduğu gibi onları ayrıca yazacağım.



21 Aralık 2018 Cuma

KIZIL SORUŞTURMA - SIR ARTHUR CONAN DOYLE


Kızıl Soruşturma çoğumuzun bildiği, canımız Sherlock 'un ortaya çıktığı hikayedir.
Dizinin ilk kitabı olan bu romanda olayları Doktor Watson ,anıları şeklinde anlatır. Hikaye Watson’un Holmes ile tanışmadan önce ordu doktoru olarak Hindistan’a gitmesi, Afganistan’da yaralanması ve çok bitkin halde Londra’ya gelerek Sherlock Holmes ile tanışmasıyla başlar.

Hem Watson'ın, hem de Holmes'un kalacak uygun yere ihtiyaçları vardır. İşte ikiliyi bir araya getiren durum da bu olur. Beraber bir yer kiralarlar. Ancak Doktor Watson henüz Sherlock Holmes’un ne iş yaptığını bilmiyordur. Holmes da henüz çok ünlü bir detektif değildir.
Kafasında onun özelliklerini şöyle toparlar

1. Edebiyat Bilgisi - Sıfır.
2. Felsefe Bilgisi - Sıfır.
3. Astronomi Bilgisi -Sıfır.
4. Politika Bilgisi -Az.
5. Botanik Bilgisi -Değişken. Genel olarak belladon, afyon ve zehirler konusunda bilgisi iyi. Bahçıvanlık hakkında hiçbir şey bilmiyor.
6. Jeoloji Bilgisi -Pratik ama sınırlı. Bir bakışta, toprak türlerini birbirinden ayırabiliyor. Yapılan yürüyüşlerden sonra bana, pantolonundaki çamur lekelerini gösterip renklerinden ve koyuluğundan, bu lekelerin Londra’nın hangi bölgesinde üzerine bulaşmış olabileceğini söylüyor.
7. Kimya Bilgisi -Çok derin.
8. Anatomi Bilgisi -Kusursuz ama sistematik değil.
9. Kriminoloji Bilgisi çok fazla. Yüzyılda yaşanmış ve işlenmiş olan bütün cinayet ve skandalları en ince ayrıntısına kadar biliyor.
10. İyi viyolonsel çalıyor.
11. Yetenekli bir eskrimci, boksör ve kılıç ustası.
12. İngiliz yasaları üzerine iyi bir pratik bilgisi var."


Yazar , Holmes’u bu ilk hikayede kendinden önce dedektif hikâyelerin kahramanlarıyla kıyaslar.Biri Edgar Allan Poe'nun  Dupin karakteri. Diğeri ise Fransız yazar Gaboriau’nun Lecoq’u.

Sherlock Holmes, ayağa kalktı ve piposunu yaktı. “Beni Dupin’le karşılaştırarak bana iltifat ettiğinizden hiç şüphem yok,” diye karşılık verdi. “Benim düşünceme göre Dupin, çok aşağılık kompleksli bir insandı. Arkadaşları düşüncelerini açıkladıktan sonra, çeyrek saat sessiz kalarak lâfa karışması çok gösterişli ve yapay bir hareketti. Hiç şüphesiz, analitik bir dehaya sahipti ama Poe’nun hayâl ettiği türden bir fenomen olmaktan çok uzaktı.” 

“Gaboriau’nun eserlerini okudunuz mu?” diye sordum. “Lecoq, sizde bir dedektif düşüncesi oluşturuyor mu?” Sherlock Holmes, alaycı bir şekilde burun büktü. “Lecoq, zavallı bir acemiydi,” dedi, öfkeli bir sesle, “Beğendiğim bir tek yönü vardı, o da enerjisi. O kitap beni hasta etmişti. Sorun, meçhul bir mahkûmu teşhis etmekti. Ben bu işi yirmi dört saat içinde yapabilirdim. Lecoq altı ayını verdi. Bu kitap, dedektiflerin kaçınması gereken davranışların bulunduğu bir ders kitabı olarak kullanılabilir.”

Holmes'un kendini bu dedektiflerden üstün görerek kendini beğenmişliği okuyucuya aktarılır.Bu durum aslında Arthur Conan Doyle'nin bu yazarlara olan hayranlığından kaynaklanır.
Sonrasında yazar, Sherlock'la ciddi bir çekişmeye girecek ve ondan kurtulmak isteyecektir. Ancak okuyucu baskıları yüzünden Agatha'nın Poirot'ı gibi devam etmek zorunda kalır.



19 Aralık 2018 Çarşamba

DEVRİALEM

Dünya kazan biz kepçe. Geçen ay ilk okumasını yaptığımız Kitap Ağacı Devrialem Kulübü kitaplarının listesini elimin altında olsun diye buraya ekliyorum. Hem belki listeden okuma yapmak isteyenler de çıkabilir.
Yorumladıkça link vereceğim ki merak edenler de bakabilsin.

Ayrıntılı bilgi isteyenler Sevgili Fatoş @fatosun_zamani ve Pınar @pinuccias ile iletişime geçebilirler. Şahane bir liste yapmışlar.


Kitabın Adı Yazarı Yazarın Ülkesi
İncir Tarihi Faruk Duman Türkiye
Hüznün Fiziği Georgi Gospodinov Bulgaristan
İbret Taşı İsmail Kadare Arnavutluk
Derviş ve Ölüm Meşa Selimoviç Bosna Hersek
Iza'nın Şarkısı Magda Szabo Macaristan
Çevengur Andrei Platonov Rusya
Bir Garip Aşk Öyküsü Carl Johan Vallgren İsveç
Deniz Kenarında Geyikler  Ralf Rothman Almanya
Kayboluş Georges Perec Fransa
Acı Bir Başlangıç Bu Javier Marias İspanya
İnci Gibi Dişler Zadie Smith İngiltere
Dublinliler James Joyce İrlanda
Alıklar Birliği John Kennedy Toole Amerika
Düşen Şeylerin Gürültüsü Juan Gabriel Vasquez Kolombiya
Mayta'nın Öyküsü Maria Vargos Llosa Peru
Ağla Sevgili Yurdum Alan Paton Güney Afrika
Küçük Şeylerin Tanrısı Arundhati Roy Hindistan
Nazlı Kar Junichiro Tanizaki Japonya
Cebelavi Sokağı'nın Çocukları Necib Mahfouz Mısır
Pusudaki Panter Amos Oz İsrail







29 Kasım 2018 Perşembe

YARIM AY - HARUN CANDAN


Yarım Ay kulübün kasım seçimiydi.Benim de Harun Candan’dan okuduğum ilk kitap oldu.

Tanıtım yazılarında da olduğundan söyleyebilirim ki , asıl kahramanın aşık olduğu genç kız ortadan kayboluyor.Buket Uzuner'in Defne Kaman'ı gibi sayfalar dolusu nerede bu diye aranırken,bir süre sonra çok sıkıcı olmaya başlıyor. Konu çok dağılmış.

Kaybolma ve kaybolma sonucunda ne bulunduğunun ortaya çıkması çok uzun sürüyor.  Bu arada bir yere varacak mı, bir bağlantı olacak mı dediğimiz konular giriyor araya. Kaç yüz sene önce işlenmiş cinayetler, mezarlıklar, tarihi mezbelelikler vs dolaşıyor da dolaşıyor. Bu arada başka başka cinayetler işleniyor.

Sonra bir şekilde sonuca gidiyor ama katil gerçekten kim,olaylarla ne alakası var,nereden çıktı,nasıl yaptı…. Her şey yarım;havada kalmış.

Ez cümle kurguda eleştirebileceğim çok nokta var ama dili akıcıydı.

Hem yerli polisiye okuma hem de yeni bir yazarla tanışma hatırına okunur ama çok ciddi bir tavsiye almadıktan sonra başka kitabını okumam muhtemelen.

28 Kasım 2018 Çarşamba

KABUK - ZEYNEP KAÇAR


Zeynep Kaçar’a oyunculuğundan aşina olsak da ilk kitabı Kabuk ile çoğumuzun gönlünü yazarlığı ile fethetti bile. Çeşitli dergilerde eleştiri ve inceleme yazılarının yanında  tiyatro oyunu da yazıyor.

Kabuk kendi iç dünyalarına çekilen üç kuşak kadının hikayesini anlatılıyor. Sebepleri farklı olsa da kayıplar,delilik halleri genetik miras gibi birbirlerine aktarılıyor.Kadını bol,erkeklerinin neredeyse yok hükmünde olduğu hikayenin kadınları travmalarını sakladıkları uğraşlarıyla adeta var olmaya çalışıyorlar.

İsmiyle müsemma bu kitabın kapak dizaynı Sel’in harika işlerine imzasını atan Gülay Tunç’a ait.Kabuk’taki kadınlar da matruşka gibi. 

27 Kasım 2018 Salı

YİRMİ SEKİZ BUÇUK DİLEK - DENISE GROVER SWANK


Geçtiğimiz günlerde tesadüfen keşfettiğim yazarlardan biri de Denise Grover Swank oldu. Yirmi Sekiz Buçuk Dilek  romantic-mystry türünün gizem kısmı biraz daha ağır basan bence iyi bir örneği olmuş.

NewYork Times ve USA Today ‘in çok satan yazarlarından Swank Kansas doğumlu. Köklerine dönmeden önce on yılını göçebe Çingeneler gibi geçiren ilginç bir insan. Üçü evlatlık toplam altı çocuğu olmasına rağmen çok üretken.

Yirmisekiz Buçuk Dilek Rose Gardner  serisinin ilk kitabı. Yazarın bunlardan başka gizem serileri olduğu kadar onun çok sevilen fantastik serileri de mevcut. 
Benim çok hoşlandığım bir tarz olmadığından pek radarıma almadığım urban-fantastic

Curse Keepers
Chosen
Blood Borne     serilerinin ülkemizde de seveni çokmuş.

Başladığım seri tam plaj kitabıymış aslında ama ben yaza kadar beklemem muhtemelen.Çok beklentiye girmeden okunacak eğlenceli ve sürükleyici bir konusu var diyor ve okuma kararını size bırakıyorum.   

26 Kasım 2018 Pazartesi

İNCİR TARİHİ - FARUK DUMAN









İncir Tarihi Kitap Ağacı Devrialem Kulübü'nün 20 ülkeden şeçilmiş ilk kitabıydı.

Faruk Duman’ın daha önce Köpekler İçin Gece Müziği’ni okumuştum. Orada o masal atmosferini gene hissetmiş,ormanı ve hayvanları sanki birer roman kahramanı gibi okumuştum.O anlatım biçimini İncir Tarihi nde de hissediyorsunuz.

Her şeyden önce yazım uslubu kendine has.  Eski kelimelerle oynamış.
Metaforlar,mitolojik karakterler:biraz gerçek üstü biraz binbir gece havası var.  Mastarlı cümleleri yada özne vurguları çok belirleyici.

Doğrusu biz küsmekliği kavukludan öğrenmişiz.  Ümmiktir ki … Bir şey yapmaklığımın söz konusu olmadığını…böyle bir dil kullanıyor Faruk Duman.

Yada bir duyguyu anlatırken  onun vuruculuğunu belirtmek için kullandığı kelimeler ;Korku korkmuş…Didik didik didiliriz gibi.
Karanlıkta balıkların soluk alıp verişlerini duyuyordu….

Nevşehirli İbrahim’in Burunnamesi güzeldi mesela. Uslup Oktay İhsan Anar'ı anımsatıyor hemen.

Kitapta sufilerin bir ağacı yada bir hayvanı asla yalnızca bir ağaç yada hayvan olarak görmediğini bunları Allah’ın yeryüzündeki işaretleri olarak gördüklerini belirtiyor.

Faruk Duman’da nesneleri sadece nesne olarak görmüyor. Onlara bir kişilik yakıştırıyor.

"Sonra irili ufaklı kuşlara her biri yedi canlı piyade gibi ölümsüz kaplanlara tilkilere fillere yılanlara börtü böceğe haber salarak kendi askerlerini de silahlandırarak cümlesini Rumeli’nin uçsuz bucaksız  ovasında topladı.”
“Bozkıra öyle bir feryat ettim öyle yalvardım ki bozkır efendi bana acımakla sanırdın bunu kendi eliyle tutup kaldırdı gel aradığın şey buradadır dedi”…
“Kol da bunu duyunca olmaz demedi parmaklarını açıp yüzüğü bize verdi”… gibi

 Hayvanlara,doğaya,insan uzvuna,hançerlere kadar hepsi kitabın karakteri içinde yer alıyor

Ana karakter Zeyrek’in kitap boyunca çocukluktan ilk gençliğe geçişini kendini varlığının farkına varmasını görüyoruz.  Aşık olduğu kadının adı Kelime Hatun. Gence’li bir şairle kelimelerin niteliğini tartışıyor. Hikayeninin  halkası Kelime’ye kavuşunca   tamamlanıyor. İnsanın anlam arayışı gibi.

Ümmik’e Beberuhi der mesela. Karagöz ‘ün kısa boylu matrak karakteri. Aslında bir süper kahraman.Zeyrek’i defalarca kurtarıyor. Tas sadık bir hayat arkadaşıdır.Sevilendir,korunandır

Benim de katıldığım en güzel cümlelerden biri “Yurt dediğimiz şey kokudan ibarettir ve biz aslında kendi yurdumuzu bu kokuyla tanırız”. Muhtemelen çoğumuz için çocukluğumuzun kokusu İncir kokusudur. Üsküdar’da büyümüş biri olarak ayrıca anlamlıydı. Hele de okurken evden çok uzaktayken.


25 Kasım 2018 Pazar

İKİZ BEDENLER - TESS GERRITSEN


Kendime Not (Spoiler İçerir)

İkiz Bedenler Rizoli&Isles serisinin dördüncü kitabı. Hikaye daha çok Maura’nın geçmişi üzerine kurulu. Jane sanırım arada okumadığım bir kitapta evlenmiş,burada hamile.

Maura Paris dönüşü evinin önüne geldiğinde kendisine birebir benzeyen bir kadının öldürüldüğünü görür. Cevapları bulmak için yaptığı araştırmalar onu geçmişine götürecek ve gerçek ailesinin aslında kim olduğunu öğrenecektir.

Finali çok başarılıydı,beklemediğim yerden geldi J

31 Ekim 2018 Çarşamba

ZAMANSIZ FIRTINA - LINDA HOWARD


Yanımda PDF’i olduğu için okuyuverdiğim Zamansız Fırtına muhtemelen ne yazar ne de hikaye hakkında pek iz bırakmadan unutulup gidecek bir metindi.

Kapak yazısındaki romantik-gerilim tanımını ben daha ziyade sulu romantik olarak değiştirirdim.Zira suç örgüsü beklediğim anlamda bir gerilim içermiyordu.
Öte taraftan yazarın doğa betimlemeleri konusunda hakkını vermem gerek.Hikaye Montana'da geçiyor.Pastoral yaşam,fırtına,hayvanlar çok gerçekçi ve ayrıntılı anlatılmış.Dağda onlarla gezmiş kadar oldum.

Bir Mystery Thriller değil. Pembe/Beyaz dizi kitapları seviyorsanız bakabilirsiniz.