30 Eylül 2018 Pazar

UNUTAMAYAN ADAM - DAVID BALDICCI



Unutamayan Adam,  Amos Decker serisinin ilk kitabı. Baldicci’nin pek çok kitabı ve Amos Decker dışında da serileri var. Kendisi ulusal ve uluslararası “çok satan“ yazarlardan biri.

Yazarın şimdiye kadar yayınlanan yetişkin kategorisinde 36 ; genç okuyucu kategorisinde de 6 romanı var.  İlk romanı filme de uyarlanan Clint Esastwood’ın hem yönettiği hem de oynadığı  Mutlak Güç ( Absolute Power) 1996’da yayınlanıyor.Kitapları 45 dile çevrilen yazarın tüm kitaplarının 130 milyonun üzerinde sattığı belirtiliyor. Baldicci’nin esas eğitimi ise Virginia Üniversitesi’nde hukuk üzerine.

Amos Decker’in muhteşem bir hafızası var. Aslında tıpta Hipertimezi denilen bir durumla yaşıyor. Ulusal Futbol Ligi’nde oynadığı ilk maçta aldığı şiddetli darbeyle ölümden dönen ve beyni değişime uğrayan Decker hiçbir şeyi unutamayan bir adam haline geliyor. Hikaye bu olaydan 20 yıl sonra Decker’ın bir gece ailesini evde ölü bulmasıyla başlıyor.

Unutamayan Adam ,temposu hiç düşmeyen ,keyifli bir ilk-seri kitabı.Hem dedektif Amos Decker’ın geçmişini ,hem de olayları çözüş şeklini öğreniyoruz. 

Serinin ikinci kitabı Last Mile ,Doğan Kitap’tan İnfaz olarak çevrilmiş. Onu da en kısa zamanda okuyacağım.Bu arada farklı yayınevlerinden gene farklı serilere ait tekleme kitaplar gördüm.Hangisi hangi sıraya ait,hangi isimle çevrilmiş üzerine çalışmak gerekecek. Bilenler  yorum kısmına yazarsa çok makbule geçer. :)


27 Eylül 2018 Perşembe

LEVIATHAN - PAUL AUSTER


Leviathan’ı Polisiye Kulübünde okuduysak da suç-gerilim-sonuca varmada alışık olduğumuz bir polisiye kurguya sahip olduğunu söylemem. Tavsiye edilen polisiye kitaplar kategorisinde değil de iyi bir Auster kitabı olarak görülmesi gerektiği kanısındayım.

Leviathan  çok tipik bir Auster metni.İzolasyon, bırakıp yeni baştan başlama arzusu, ilişkilerin karmaşıklığı, hayattaki ironik kesişme ve rastlantılar gibi benzer temaları hemen her kitabında görüyoruz.Özünde ise sivil itaatsizliği referans alan bir kitap. Ana karakter Sachs da kitapta bunu temsil ediyor.

Leviathan kutsal kitaplarda geçen bir kavram olmakla birlikte Thomas Hobbes’un Leviathan’ında  mutlak güç ve iktidarı temsil eden devlet anlamında kullanılır. Bu kitapta ise Auster’ın  özgürlük heykeli ile Hobbes’un devlet anlayışı örtüşüyor. Önce çıkınca başı döndüren yükseklik –kapitalizm metaforu- (çok Amerikancı durmakla birlikte) Heykele yüklenen anlam kitabın sonuna doğru Amerika’nın dikkatini çekmek üzere replikaları havaya uçurmaya bağlıyor. Bireysel bir anarşizm olgusu olarak.

Auster burada unabomber olarak tanınan hiçbir terör örgütüne bağlı olmayan John Kaczynski’den etkilenerek Sachs karakterini yaratıyor ve Phontom of Liberty takma adını kullandırıyor.
Dönüşümü Alexander Bergman’la oluyor. Amerikan tarihinde grevcilere destek veren, muhalif olan, radikal bir eylemci. Auster Sachs’a insanın özgürleşeceğini, sistemin çökeceğini, yeniden bir varoluşun yaşanacağını düşündürüyor.

Kitabın bence en ilginç diğer karakteri Maria'yı ise Sophie Calle ‘den ilham alarak yaratıyor. 70'li yillarda dunya turuna cikmis; “anne” ve “baba” yazan mezar taslarini konu ettigi fotograflariyla taninmış çok ilginç bir yazar-fotoğrafçı. Hatta Maria’yı okuduktan sonra ondan etkilenip onun gibi davranmaya baslamış,yemek konusunda olduğu gibi bazı maceraları kendine uyarlamış.