31 Mayıs 2016 Salı

Köpekler İçin Gece Müziği - FARUK DUMAN

Bu kitabın ismi o kadar hoşuma gidiyordu ki,evde okunmayı bekleyen başka Faruk Duman kitapları olmasına rağmen gidip bunu aldım.

Kitap bir karı kocanın geçirdikleri trafik kazası sonucu bir avcı tarafından uçuruma düşmekten kurtarılıp ormanın içindeki kulübeye getirilmeleri ile başlayan tuhaf durumları anlatıyor.Kitap çok kısa,zaten tüm konu da 24 saatten kısa bir sürede geçiyor.Ancak bu kısalığa rağmen etkisi çok yoğun ve karanlık diyebilirim.

Simgeler ve metaforlarla ilerleyen anlatımda Avcıatmaca'nın atı,şahini,sakat köpekleri başlı başına birer roman kişisine dönüşüyor,orman hepsinin üstünde canlı bir varlık ve dinmeyen yağmurla okuyucuyu  bu tekinsiz atmosferin ortasına bırakıveriyor. Karanlık ormanı,sisi,yağmuru,öyle güzel tarif ediyor ki pastoral resim önümüzde canlanıyor. En son böyle gerçeküstü,etkileyici bir orman tasvirini Sahilde Kafka'da  okumuştum.

Öte taraftan gerçek kişiler kulübede yaşayan hayaletler gibi. Avcının karısı kendisini alıp götürmesi için Hızır'ı bekliyor. Kötücül karakter avcı, sakat köpekleri topluyor ama aç bırakıyor. Dövdüğü çocuğun çığlıklarıyla büyülenen bu köpekler de,aslında gerçek dünyada karşılığı bulunan metaforlar.

Her ne kadar roman, kara bir masal havasında geçse de gerilim, kitabı bir korku-roman beklentisine de sokuyor,gene de masalsı öğeler fantazyadan değil insan doğasından beslendiğinden bir masaldan çok gerçek bir hikayenin içinde hissediyoruz kendimizi.Tarzı biraz Yere Düşen Dualar'ı anımsattı bana ;çok beğendim. 



27 Mayıs 2016 Cuma

Gülmekten Ölen Adam Vakası - TARQUIN HALL



Kulüpte kitap seçimi bu ay bendeydi.Tarquin Hall’ın kitap kapaklarını çok beğeniyordum;Hint polisiyesi yazdığını duyunca listeme eklemiştim. Sıra bana gelince de bir Vish Puri macerası okuyalım dedik.

Aslında Gülmekten Ölen Adam Vakası, serinin ikinci kitabı.Kitaplar birbirinden bağımsız ama dedektifi daha iyi tanımak açısından ilk kitap Kayıp Hizmetçi Vakası’ndan da başlanabilir.Okuyan arkadaşlardan bu yönde yorumlar geldi.

Ana karakterimiz Vish Puri, Pencaplı bir özel dedektif.Hatta Hindistan’ın en özel dedektifi:) Bu olayda da tanrıça Kali tarafından öldürülen Dr. Jha’nın cinayetini araştırıyor.
Cümle içinde çevrilmeden Hintçe kullanılan sözcüklere takılmazsanız okuması çok rahat,psikolojik olarak da yormayan bir konusu var.Ben sevdim şöyle rahat bir şeyler okumak istediğim zaman serinin diğer kitaplarından da okuyacağım.
Hall’ı önce Hint asıllı zannetmiştim ama İngiliz bir baba ve Amerikalı bir anneye sahip, Londra’da doğmuş.Yetişkinliğinde daha çok Amerika,Pakistan,Hindistan,Kenya,Türkiye gibi ülkelerde yaşamış. Şu an Delhi’de yaşıyor ve eşi Hindistanlı.Dolayısıyla Hint kültürünü çok iyi biliyor.Sosyal hayatın içinde evlenmeler,aile ilişkileri,halkın gurulara olan sorgusuz inancı,yemekler ve daha bir sürü şey kitapta hem eğlenceli hem hicivli bir şekilde veriliyor.
Avrupa ve Amerika dışından bir dedektifle tanışmak isterseniz bir deneyin derim.

13 Mayıs 2016 Cuma

KEFARET - IAN MCEWAN

Bu kitabı çok uzun zamandır arıyordum.Baskısı olmadığı için fahiş fiyatlara satılıyor.Bulduklarımın içinde 100 TL isteyeni bile gördüm.Neyse ki sonunda bulduğum sahaf beni üzmedi bir orta yol bulduk. Aynı sorunu Cortazar’ın Seksek’inde de yaşıyorken Can Yayınları bir güzellik yapıp kitabı yeniden bastı.Şimdi darısı Allende’nin Ruhlar Evi’ne.Sorduğum sahaf  78TL istedi.Elimizde baskısı olmayan kitapları toplasak küçük bir servet sahibiyiz bu durumda.Klasik sayılacak bu kitapları neden sık sık basmazlar anlamıyorum. 

Kefaret,Booker ödüllü İngiliz yazarın en önemli eseri olarak kabul ediliyor ve BBC Culture’ın yaptırdığı ankete göre 21.yy’ın en iyi 20 romanı arasında bulunuyor.

1935’de başlayan hikaye günümüzde son buluyor.Temelinde atılan çocukça bir iftira ile alt üst olan bir aşk-aile ilişkisini anlatıyor. Bir yandan 2.Dünya savaşının tüm yıkıcılığı,hastane odalarına getirilen askerlerin durumları dramatik bir şekilde resmedilirken,öte taraftan ödenen kefaret sorgulanıyor,çocuklukta işlenen bir suç bağışlanabilir mi.
Klasikleşen bu romanda McEwan ‘ın kalemi çok temiz,hiç uzatmadan,betimlemelerin sıkıcılığına gitmeden olayların içinde buluyorsunuz kendinizi. 

Joe Wright’ın yönetmenliğini yaptığı uyarlama filmi de aynı başarıyı paylaşıyor.2007 yapımı film The Atonement 7 dalda Altın Küreye aday gösterilirken,14 Dalda BAFTA ,7 dalda da Oscar adayı oldu. Altın Küre’de en iyi müzik dalında ödül alan filmin soundtrack albümü Dario Marianelli’ye ait.Kitap gibi üç bölümden oluşan albümü dinlediğinizde hangi bölüme o parçanın yazıldığını anlıyorsunuz. Daktiloyla yazılan tutkulu bir aşk mektubu,savaşın hüznü,kasveti,pişmanlık hepsi müzikle yeniden hayat buluyor.

Kesinlikle etkileyici. Özetle okuyun,seyredin,dinleyin diyebilirim.

10 Mayıs 2016 Salı

ÖLÜM ŞARKSI - P.J. PARRISH

Ölüm Şarkısı kulübün nisan ayı için belirlediği kitaptı.P.J. Parrish iki kız kardeşin kullandığı ortak isim . New York Times’ın çok satan kitaplarından Louis Kincaid ve Joe Frye serilerinin yazarı Kristy Montee ve Kelly Nichols kardeşler, Edgar finalistliğinin yanı sıra Shamus,Anthony,International Thiller  gibi pek çok ödülün de sahibi.

Ölüm Şarkısı, seri dışı olan iki kitabından biri.Benim de okuduğum ilk P.J. Parrish kitabıydı.
Kız kardeşi öldürülen Matt,kardeşinin ipod unda ölmeden önce yüklendiği anlaşılan bir şarkı bulur ve ipuçlarını takip etmeye başlar.İpuçları işlenen diğer cinayetleri göstermektedir.Amerika’dan Paris'e,Londra'dan ve İskoçya'ya uzanan hikaye,oyunu bol olduğundan sürükleyiciliğinden hiç bir şey kaybetmeden ilerliyor.

Araştırdığımda kardeşlerin Türkçeye çevrilmiş başka kitabını bulamadım.Özellikle dedektif Louis Kincaid serisinin ciddi bir hayran kitlesi var,forumlar oluşturulmuş,yorumlar çok olumlu.Serinin ilk kitabı 2000 yılında çıkmış.Bu zamana kadar dikkate alınıp çevrilmediğine göre bundan sonra yayınlanır mı bilemiyorum.

Ölüm Şarkısı okuması çok keyifli bir ara kitap oldu benim için.Kesinlikle bir master-piece değil ama elimde sürünen birkaç kitabı kenara bıraktırıp,kendini iki günde okuttu ve bana o kafa karışıklığında inanılmaz iyi geldi. Yazarın diğer kitaplarını da arşivim için buraya ekliyorum .

Louis Kincaid Serisi 
Joe Freye Serisi
Seri Dışı


6 Mayıs 2016 Cuma

BİR CESET BİR SÖZ - GÜLCE BAŞER

Gülce Başer geçtiğimiz yıl Bir Ceset Bir Söz ile Dünya Kitap Dergisi’nin verdiği, Altın Sayfa Polisiye Edebiyat ödülünü aldı. Biz de hem yerli hem de sayıları zaten az olan kadın polisiye yazarları radarımıza aldığımızdan okuyup üstünde konuşalım istedik.

Gülce Başer aslında şair. Bir Delinin Gülcesi ve Hanımefendi Kızıldır adlı şiir kitapları var. Bir Ceset Bir Söz, onun ilk düz yazı kitabı.İlk kitap elbette bir gösterge olamaz ama yeteneğinin sinyallerini kesinlikle alabiliyorsunuz. Konu ve onu oluşturan yan öğeler,karakterler çok iyi oluşturulmuş.İyi ki polisiye yazmış diyorsunuz. Ayrıca çok doğru genel geçer tespitlerini romanın kahramanları üzerinden kurgulaması sosyo-politik olarak da iyi nabız tuttuğunu gösteriyor.Üstelik bunu hiç rahatsız etmeden ,üstten bakmadan yapıyor.

Bu arada 221B Dergisinin basın lansmanında kendisiyle tanıştık.Kitabını da yeni bitirdiğimizden sıcağı sıcağına sohbet etme şansımız oldu.Mütevaziliğine bayıldık.Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkiye Tarihi üzerine doktora tezini yeni bitirmiş. ikinci kitabın ipuçlarını da kaptık.Gene polisiye ile devam edeceğini Nihal ve Hakan karakterlerini sonraki kitabında da kullanacağını söyledi. 

Henüz okumadıysanız Gülce Başer’i listenize alın ve Nihal’le tanışın derim.Eğer devam ettirirse Türk Polisiye Edebiyatı içinde  sağlam bir kadın karakterimiz olur.Kendi adıma Nihal'in diğer maceralarını okumak için sabırsızlanıyorum.