31 Ağustos 2020 Pazartesi

KUMSALDAKİ TİMSAH - ELIZABETH PETERS


Amelia Peabody serisini uzun zamandır merak ediyordum.Ana kahramanı kadın olan polisiye kategorimizde serinin ilk kitabını okuduk.
 
Elizabeth Peters yazarın gerçek ismi değil.1927 doğumlu  Barbara Louise Mertz kendi adıyla akademik yazılar yazarken çalışmalarıyla karışmaması için Elizabeth Peters ve Barbara Michaels isimlerini kullanarak kurgusal kitaplar yazmış.

Hikayelerin geçtiği Mısır, Barbara Louise'in tutkusu.Yazar Chicago Üniversitesi'nden 1947'de lisans, 1950'de yüksek lisans ve 1952'de Mısır bilim alanında doktora derecesiyle mezun olur. Eski Mısır üzerine hala basılmakta olan iki kitap yazar. 
19 yıl evli kaldığı Richard Merz ile Elizabeth ve Peter adında iki çocuğu olur.Önce Barbara Michaels adı altında, gotik ve doğaüstü gerilimler yazar.Sonra çocuklarının ismini kullanarak Elizabeth Peters adıyla Amelia Peabody serisini yazmaya başlar.

20 kitaptan oluşan seri 1975-2010 yılları arsında yayımlanır. Hikaye 1884 de başlar. Tutankhamun'un mezarının 1922'nin sonlarında keşfedilmesiyle sona erer.

Son kitap The Painted Queen,  2017'de yazarın ölümünden 4 yıl sonra John Hess tarafından tamamlanır. Hikayelerin tamamı Mısır bilimin "Altın Çağı" ile ilgilidir ve neredeyse tamamı Mısır'da geçer ve kazılar gizem ve maceraya fon oluşturur.

Kendisine kalan mirasla zengin olup dünyayı görmek isteyen Amelia o yıllar için evde kalmış feminist, yaşı geçkin bir kızdır.(sanırım ya 20lerin sonunda yada 30ların başındaydı bu arada)

Yazar Amelia'yı yaratırken, Victoria dönemine ait bir romancı, seyahat yazarı ve Mısır bilimci olan Amelia Edwards'dan esinlenmiş.Karakter aynı zamanda yarı otobiyografik. Amelia'nın ilk kitaptaki kariyerini terk etmesi ve evlenmesi için yapılan baskılar, Peters'ın akademi alanındaki kendi deneyimlerine dayanıyordu.

Mertz  kurgusunda ve profesyonel hayatında sıkça ortaya koyduğu gibi sıkı bir feministti. Washington merkezli kadın gizem yazarları için bir organizasyon olan "Malice Domestic" i kurdu, çünkü "tüm ödülleri erkeklerin aldığını iddia ediyordu. Ayrıca Hood College'da kadın yazarlar için burs başlattı.

Amelia Peabody'nin biraz Miss Marple biraz  Indiana Jones karışımı olduğu belirtiliyor. Okurken merak ve inatçılık açısından Miss Marple havasını kesinlikle hissettim. Viktorya dönemi Leydi’si geleneksel tasvirlerini açıkça reddeden,enerjik bir karakter.
Sürükleyici polisiye beklentisi olanları muhtemelen tatmin etmeyecek kurguyu ben sevdim.
Biraz mizah,biraz romantizm,dönemin naifliği ve kibarlık...İyi geldi.

27 Ağustos 2020 Perşembe

CESETLER AĞLAMAZ - AGATHA CHRISTIE



Orijinal ismi Peril At End House olan Cesetler Ağlamaz 1932 de yayımlanmış. Benim okuduğum Altın Kitaplar’ın 1963 baskısı. Yeni terminoloji ile şahane bir vintage J  Dolayısıyla Poirot’nın gri hücreleri burada  “Beynimdeki kurşunî hücreler hala çalışıyor”. olarak karşımıza çıkıyor. 

Altınçağ eski baskılarında en sevdiğim özellik karakteri ve olay akışı açısından tümevardıracak yaklaşımları okuyuca baştan vermesi.

Son Köşk'teki olaylarla ilgileri olanlar:
Hastings: Poirot'nun eski arkadaşı. İnsanlara çabuk inanıyordu.
Magdala 'Nick' Buckley: Güzel bir kız. Başından acaip kazalar geçiyordu.
George Challenger: Bir denizci. Nick'in arkadaşıydı.
Frederica Rice: Solgun yüzlü bir kadın. Gizili bir derdi vardı.
Jim Lazarus: Antikacı. Fazla şık ve yakışıklı bir adamdı.
Maggie Buckley: Nick'in kuzini. Sessiz ve aklı başında bir kızdı.
Charles Vyse: Nick'in diğer yakını. Soğuk ve resmi bir gençti.
Michael Seton: Ünlü bir havacı. Denizde kaybolmuştu.
Bert Croft: Avustralyalı bir adam. Fazla meraklıydı.
Milly Croft: Bert'in karısı. Bir kazada sakat kalmıştı.
Ellen Wilson: Nick'in hizmetçisi. Köşkü uğursuz buluyordu.
William Wilson: Ellen'in kocası. Geri zekâlı bir adamdı. ve...
Hercule Poirot: Ünlü Belçikalı hafiye. Elinden kimse kurtulamıyordu

Poirot'nun elinde şu ip uçları vardı:
Bir kurşun
Bir deste mektup            
Bir vasiyetname              
İki kutu çikolata              
Hava fişekleri   
Bir Çin Şalı          
İki cümle.           
Yırtık bir kâğıt parçası   
Bir liste
Bir gazete haberi   
         
Poirot, şu soruları cevaplandırmak zorundaydı:
Nick'in gizli derdi neydi?
Frederica bir şey mi biliyordu?
Ellen ne beklemişti?
O olaylar hakikaten kaza mıydı?
Cinayetin gizli sebebi ne olabilirdi?
Birine şantaj mı yapılıyordu?
Çikolataları kim yollamıştı?
Telefondaki ses kimindi?
Hizmetçi neden bahçeye çıkmamıştı?
Vasiyetname neredeydi

Grange kitaplarının başında böyle listeleri düşünsenize….

Cestler Ağlamaz ,Hercule Poirot’ı gördüğümüz altıncı kitap. Arthur Hastings ve Başmüfettiş Japp'ın da Poirot’ya eşlik ettiği hikaye İngiltere’nin Cornwall sahillerinde geçiyor. Emekli olmuş dedektif tatili sırasında Nick Buckley ile tanışır. Başına gelmiş bir dizi kazadan ve ölümden kıl payı kurtulmuş genç kıza yardım etmek için tekrar dedektifliğe soyunur.

Kitabın yeni baskılarında ismi orjinaline daha uygun Son Evdeki Tehlike olarak değiştirilmiş.Tiyatro,radyo,film, televizyon,çizgi roman hatta bilgisayar oyununa uyarlanmış ve bir çok dile çevrilmiş hikayenin içinde Poirot'ın diğer maceralarına da rastlıyoruz.

Bölüm 1 ve 5 ‘te The Mystery of the Blue Train'de anlatılan olaylara iki referans yapılmış.Birinci bölümde 'de Peril at End House'un Poirot'un o kitapta anlatılan Fransız Rivierası'na yaptığı seyahatin ardından Ağustos ayında gerçekleştiği belirtiliyor.

14. bölümün başında Hastings, Poirot'un düzenlilik takıntısının, bir şömine rafındaki süsleri düzelttiğinde bir vakayı çözmesine nasıl yardımcı olduğunu anlatır. Bu, The Mysterious Affair at Styles'a dolaylı bir göndermedir.

Poirot, 15. bölümde, Komutan Challenger'a geçmişte başarısızlıkları olduğunu söylediğinde Poirot's Early Cases kitabında yer alan The Chocolate Box davasından bahseder.

16. bölümde Müfettiş Japp, Poirot'a  kabak yetiştirmek için emekli olup olmadığını sorar. Bu, Poirot'un King's Abbot'un küçük bir köyüne yerleştiğinde, Roger Ackroyd'un Cinayeti'nde tasvir edilen başarısız emeklilik girişimine dolaylı bir referanstır, sadece köydeki bir cinayeti araştırması istenir.

Yedinci bölümde, karakterler tarafından Avustralya'ya giden bir kadın havacıya atıfta bulunulmaktadır. Bu, 5 Mayıs 1930'dan 24 Mayıs 1930'a kadar bir kadının İngiltere'den Avustralya'ya ilk tek başına uçuşunu yapan Amy Johnson'a selamdır.Ancak benim okuduğum baskıda böyle bir atıf yoktu.Belki yeni basımlarda vardır.