29 Ocak 2019 Salı

YIKIMA GİDEN ADAM - ALFRED BESTER


Yıkıma Giden Adam bilim kurgu ya da polisiye unsurlar taşımasından çok  toplumsal felsefesi ile beğenimizi kazandı. Cyberpunk denilen bir akımla özdeşleştiren tarzda yazılmasına rağmen yazıldığı dönemde bilinen bir akım değil.

Yazar, annesi Rus, babası Amerikalı bir ateist. Hukuk fakültesini yarıda bırakıp uygarlık tarihi ve psikoloji alanında eğitim görmüş.48 yıl eşi ölene kadar devam eden bir evliliği olmuş. 1984 yılında karısını kaybetmesi ile içine kapanmış ve 1987’de Dünya Bilim kurgu toplantısına katılamadan düşüp belini kırmış,bir süre sonra da ölmüş.

Yazdığı ilk öykü ile birincilik kazanmış. Superman, Batman gibi çizgi romanlara öyküler,radyo oyunlarına metinler yazmış, Ve 1950 yılında bilim kurgu romanları yazmaya başlamış. Kaplan Kaplan, Yıkıma Giden Adam ve Fare Yarısı bu dönemde yazdıklarından.
Yıkıma Giden Adam 1953 yılında yayımlanmış ve bilimkurgu edebiyatının en önemli ödüllerinden Hugo ödülünü almış. Taa o yıllarda chat jargonunu kısaltmaları kullanması ayrıca dikkat çekici.

Kurguda suç unsuru baştan belli. Ama nasıl kurtulacak. Kitap ismiyle müsemma zaten "Yıkıma Giden Adam". Sistemin onu yok etmek yerine bulduğu çözüm ise pragmatizmin zirvesi.Öte taraftan Esperlerin konuşma bulutlarını takip etmek bir çeşit zihin jimnastiği.

Ben bazı bölümleri Anarşist'den de -1971 basımı versiyonu- okudum. Eski kelimelerle fütüristik bir metni okumak da değişik oldu.

Yeri gelmişken cyberpunk dan da bahsedersek Bruce Bethke'in kısa öyküsüne editörler akılda kalacak şık bir başlık ararlarken bu kelimeyi uyduruyorlar. Yüksek teknolojiyle donatılmış aynı zamanda çökmekte olan bakımsız kent panaromaları, cyborglar,androidler,uyuşturucu,hackerlar kısaca tekno anarşizmi ifade ediyor.

Kelime sibernetik ile punk 'ın bileşiminden oluşuyor. Haberleşme, kontrol ve denge kurma bilimi olarak tanımlanan sibernetik -yunanca dümenci anlamına gelen kübernetis'ten geliyor-ortadan ikiye bölününce cyborg, cybernot gibi kelimeler doğuruyor. Bethke, elektronik beyinler bağlamında kullanılan sibernetike, günlük hayatta daha çok gelenekler normlar ve otoriteyle arası bozuk gençleri tarif eden punk kelimesini ekleyerek akılda kalıcı bir isim çıkarıyor. 
Cyberpunk’ın popüler kültürde yer etmesi ve gündelik hayata girmesi William Gibson’ın ilk romanı 1984de yayınlanan Neuromancer ile oluyor.

2 yorum:

  1. Bu kitabı da yazarı da hiç duymamıştım ama böyle eski yıllarda yayımlanan kitaplarda teknolojik gelişim konusunda uymayan bir durum olursa buna çok takılıyorum ve kitaba tüm ilgimi kaybediyorum o yüzden pek okumak istemiyorum artık:) Elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası zor bir okuma metni. Aramızda beğenmeyenler de oldu. Ben biraz ders kitabı niteliğinde okudum.

      Sil