Yıkıma Giden Adam bilim kurgu ya da polisiye unsurlar
taşımasından çok toplumsal felsefesi ile
beğenimizi kazandı. Cyberpunk denilen bir akımla özdeşleştiren tarzda yazılmasına
rağmen yazıldığı dönemde bilinen bir akım değil.
Yazar, annesi Rus, babası Amerikalı bir ateist. Hukuk
fakültesini yarıda bırakıp uygarlık tarihi ve psikoloji alanında eğitim görmüş.48
yıl eşi ölene kadar devam eden bir evliliği olmuş. 1984 yılında karısını kaybetmesi ile içine
kapanmış ve 1987’de Dünya Bilim kurgu toplantısına katılamadan düşüp belini
kırmış,bir süre sonra da ölmüş.
Yazdığı ilk öykü ile birincilik kazanmış. Superman, Batman gibi
çizgi romanlara öyküler,radyo oyunlarına metinler yazmış, Ve 1950 yılında
bilim kurgu romanları yazmaya başlamış. Kaplan Kaplan, Yıkıma Giden Adam ve Fare
Yarısı bu dönemde yazdıklarından.
Yıkıma Giden Adam 1953 yılında yayımlanmış ve
bilimkurgu edebiyatının en önemli ödüllerinden Hugo ödülünü almış. Taa o
yıllarda chat jargonunu kısaltmaları kullanması ayrıca dikkat çekici.
Kurguda suç unsuru baştan belli. Ama nasıl kurtulacak.
Kitap ismiyle müsemma zaten "Yıkıma Giden Adam". Sistemin onu yok etmek yerine bulduğu çözüm ise
pragmatizmin zirvesi.Öte taraftan Esperlerin konuşma bulutlarını takip etmek bir çeşit zihin jimnastiği.
Ben bazı bölümleri Anarşist'den de -1971 basımı versiyonu- okudum. Eski
kelimelerle fütüristik bir metni okumak da değişik oldu.
Yeri gelmişken cyberpunk dan da bahsedersek
Bruce Bethke'in kısa öyküsüne editörler akılda kalacak şık bir başlık ararlarken
bu kelimeyi uyduruyorlar. Yüksek teknolojiyle donatılmış aynı zamanda çökmekte
olan bakımsız kent panaromaları, cyborglar,androidler,uyuşturucu,hackerlar
kısaca tekno anarşizmi ifade ediyor.
Kelime sibernetik ile punk 'ın bileşiminden
oluşuyor. Haberleşme, kontrol ve denge kurma bilimi olarak tanımlanan
sibernetik -yunanca dümenci anlamına gelen kübernetis'ten geliyor-ortadan ikiye
bölününce cyborg, cybernot gibi kelimeler doğuruyor. Bethke, elektronik
beyinler bağlamında kullanılan sibernetike, günlük hayatta daha çok gelenekler
normlar ve otoriteyle arası bozuk gençleri tarif eden punk kelimesini ekleyerek
akılda kalıcı bir isim çıkarıyor.
Cyberpunk’ın popüler kültürde yer etmesi ve
gündelik hayata girmesi William Gibson’ın ilk romanı 1984de yayınlanan Neuromancer
ile oluyor.