Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ocak 2013 Salı

78 Yaşında Man Booker Alan Öykücü- ALICE MUNRO


O Kanada’nın Çehov’u,78 yaşında Man Booker alan harika bir yazar,harika bir kadın. Umarım o yaşa gelince birileri de benim için böyle şeyler söylerJ80 yaşına kadar yazdığı 20'ye yakın öykü kitabı var. Nobel Edebiyat Ödülü için adı hemen her yıl zikrediliyor.Neredeyse Nobel’in kadrolu adayıJGene bu yıl Haruki Murakami ve Philip Roth ile birlikte en güçlü adaylar arasındaydı. Bilindiği üzere ödül Mo Yan'a gitti. 
Eğer bir roman yazarı olsaydı ödülü şimdiye kadar çoktan alır mıydı bilemiyorum ama eleştirmenlerce kısa öykü dalında yeterince iltifatla onurlandırıldığı bir gerçek. Yaşadığı deneyimler ve gördüğü değişimlerle yerel unsurları çok iyi anlattığı için evrensel bir okuyucu kitlesi var. Öykülerini kadınlar üzerinden oluşturuyor ki ben kadını bu kadından dinlemeyi/okumayı çok seviyorum. 
Tüm dünyada hatırı sayılır bir okur kitlesi olan Munro’nun öyküleri maalesef Türkçe'de yeteri kadar yer bulamadı.Şu an baskısı olmayan "Kaçak"tan sonra uzun süre hiçbir kitabı basılmadı. Neyse ki Can yayınları ödülden sonra " Çocuklar Kalıyor" ve "Bazı Kadınlar" la öykülerinin bir kısmını bize ulaştırdı. Umarım bir an önce devamı gelir.

23 Aralık 2012 Pazar

2012 Edebiyat Ödülleri

Yeni yıla girmeye bir kaç gün kala çoğumuz geçmiş yılın dökümlerini ,gelecek yılın planlamalarını yapmaya başladık. Neler okuduk,neleri beğendik, kimleri beğenmedik,gelecek yıl listelerimizde hangi kitaplar olacak bunları paylaşmaya başladık. Herkesin yıldızı subjektif olarak kendine göre farklı tabii ancak ben hafta sonu Doğan Hızlan'ın makalesini okuduğumda  en azından ödülle tescillenmiş iyi kitap & iyi yazar listesini burada bir kere daha toparlamak istedim.Hem bu kitapları henüz okumamış olanlara hem de yeni liste hazırlayanlara faydası olur diye düşünüyorum. 

Sait Faik Hikaye Armağanı
Edebiyatımızın en büyük ödüllerinden biri kabul edilen Sait Faik Hikaye Armağanını bu yıl "Peruk gibi Hüzünlü" ile Yalçın Tosun aldı.
Bu kitabın kapak tasarımına bayılıyorum ;Nahide Dikel yapmış.















Behçet Necatigil Ödülü
Aynı zamanda önemli bir şiir çevirmeni de olan Eray Canberk 50 yıllık şiir birikimini Kent Kırgını'nda toplamış.
Ben Eray Canberk'in Rüknü Özkök'le yaptığı Ömür Biter İstanbul Bitmez belgeselini de ilgiyle takip ediyorum.Meraklıları için Heyyamola yayınlarından çıkmış aynı isimde bir de kitapları mevcut.














Sedat Simavi Edebiyat Ödülü

Çeviri edebiyatımızın önemli temsilcilerinden Ahmet Cemal "Lanetlenmiş Ağustos Böcekleri"nde topladığı denemeleriyle bu ödülün sahibi oldu.
















Yunus Nadi Roman Ödülü
Irmak Zileli ilk defa Oya Baydar'ın son kitabı için yazdığı eleştiri yazısıyla dikkatimi çekmişti.Radikal kitap için yazdığı bu yazıyı maalesef Radikal'de okuyamadık.Yayınlamadılar.Kendi internet sayfasında yayınladığı O Kontjonktürel Romanınız'a isteyenler buradan ulaşabilirler.Üzerine o kadar gidildi ki İnci Aral Cumhuriyet'te Eleştiye Saygı ve Eleştiri Susuzluğu başlıklarıyla eleştiri konusuna bakış açısını dile getirdi.
Bu yıl Yunus Nadi Roman Ödülü yazarın ilk kitabı Eşik'e geldi.











Yunus Nadi Öykü Ödülü


Hanımların Dikkatine yazarın ikinci kitabı.Seray Şahiner 2012 Yunus Nadi Öykü ödülünün sahibi oldu.
















Yunus Nadi Şiir Ödülü
Toplumcu ve devrimci şair Hüseyin Haydar bu yıl şiir ödülünün sahibi oldu.


















Aydın Doğan Ödülü

















Selim İleri 40 yıllık yazım hayatında tüm kitapları birlikte değerlendirilerek Aydın Doğan ödülüne layık bulundu.




Haldun Taner Öykü Ödülü

Milliyet Gazetesi'nin Haldun Taner anısına verdiği ödülü Kerem Işık ikinci öykü kitabı Toplum Böceği ile aldı.


















Dünya Kitap Gazetesi Yılın En İyileri

Roman

Yılın en iyi kitabına Ahmet Ümit'in Sultan'ı Öldürmek romanı layık görüldü.
Tabii ben aynı kanıda değilim. Bu roman kesinlikle benim en iyi kitabım değildi :) Yorumumu daha önce burada yapmıştım.














Çeviri
En iyi çeviriyi ise Almanca Dersi ile Ayşe Sarısayın aldı.

















21 Aralık 2012 Cuma

Bir Nabokov Klasiği - Lolita


Vladamir Nabokov şüphesiz dünya çapındaki ününü İngilizce olarak kaleme aldığı Lolita romanına borçludur.Kitap tabu edilen konusu yüzünden yayın evlerince geri çevrilmiş ancak 1955'te Paris'te basılabilmiştir. Yayınlandıktan sonra kitaba çok sert eleştiriler geldi. 1958'de Amerika'da yayınlandıktan sonra kitap bir fenomen haline geldi ve Nabokov'u adeta meşhur etti .1962'de Stanley Kubrick tarafından filme çekildiğinde gene Nabokov tarafından senaryolaştırıldı ve sansür yüzünden romanın sarsıcı bölümleri  ya yumuşatıldı yada hiç gösterilmedi. 
Bir Nabokov uzmanı olan Dieter E.Zimmer web sitesinde 37 ülkeden 56 yıldır basılan 185 Lolita kapağını yayınlamış.
1955 FR Olympia Press, Paris & 1957 SV Widstrand, Stockholm &1959 BRD Hamburg 
1959 TUR Aydin Yayinevi, Istanbul & 1964 TUR Altin Kitaplar Yayinevi, Istanbul         


1976 BRD Rowohlt , Reinbek&1997 FR Gallimard , Paris& 2005 JAP Shinchosha, Tokyo

20 yüzyılın en tartışmalı romanlarından biri kabul edilen Lolita'nın kitap kapakları da kitabın içeriğini pek yansıtmadığı için eleştiriliyor. Aslında bir çocuk istismarının anlatıldığı kaybolmuş bir çocukluğun vurgulandığı kitabın kapakları ne ilginçtir ki basıldığından beri soft core tabir edilen müstehcen ve cinselliği çağrıştıracak şekilde tasarlanıyor.Mimar ve blogger olan John Bertram bu duygularla 3 yıl önce Lolita'nın yeni kapak tasarımı yarışmasına sponsor oldu. 34 ülkeden 105 katılımcının toplam 155 eseri içinden  60 tasarımcının çalışması  Lolita :Story of a Cover Girl olarak kitaplaştırıldı. Bu sefer seksüelliğe daha karanlık ve karmaşık tarafların da eklendiği çalışmalar ortaya çıktı 



Fikrin Zimmer'in internet sitesindeki kapaklardan sonra şekillendiğini söylüyor Bertram. Bu arada Woman's Building kurucularından Sheila Levrant de Bretteville'den tavsiye ve öneriler alıyor. Ellen Piter ki kendisinin romanın merkezinde tecavüz kurbanı olan bir çocuk vardır ana fikriyle kitap hakkında bir denemesi vardır; ; Woman Design araştırma bölümünden Sian Cook ve Teal Triggs ile görüşüyor. Bu bakış açısıyla sadece kadınların kanaatlerini kabul etmeyi düşünüyor fakat yarışmada kapak tasarımcılarının 2/3 ,deneme yazanların da yarısı kadın olunca düşüncesini uygulayamıyor. 

http://www.d-e-zimmer.de/Covering%20Lolita/LoCov.html
http://venusfebriculosa.com/
http://imprint.printmag.com/illustration/recovering-lolita/

16 Ekim 2012 Salı

Çin'de Sevilmeyen Yazar - MO YAN








Bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü Çin'li yazar Mo Yan ya da asıl ismiyle Guan Moye'ye gitti. Şahsen benim bildiğim bir yazar değildi.Türkçeye de henüz çevrilmiş bir eseri yok. 
Basından takip ettiğimiz kadarıyla ödülün Mo Yan'a verilmesi Çin'de pek hoş karşılanmadı ki yazılanlara göre kendisi pek de sevilen bir yazar değilmiş. Nobel'in biraz da politik duruşu göz önüne alınınca ödülün kendi ülkesine ve kültürüne muhalif bu yazara verilmesi çok şaşırtıcı olmamış. 
Zaten son 10  yıldır verilen ödüllerden 8'inin Avrupalı yazarlara gitmesi eleştiriliyordu.Bu yılın en iddialı ismi de Japon yazar Haruki Murakami idi.





10 yıl önce Nobel alan Çin'li Gao Xingjian da  Avrupa'da yaşadığı ve Çin halkına Batı'dan bakan bir anlayışa sahip olduğu için eleştirilmişti. Ayrıca kendisi Çin'de hiç okunmuyormuş.Mo Yan ise hala kendi ülkesinde yaşıyor ve Çin'in en çok okunan yazarlarından biri.Kendisi Çin Yazarlar Birliği ikinci başkanı.
Maddi manevi zorluklar yüzünden 12 yaşına kadar okula gidebilmiş.Sonrasında pamuk tarlalarında ve yağ fabrikasında çalışmaya başlamış. Sonra da orduya katılmış. İlk öyküsünü 26 yaşında yazmış, bir süre ordunun sanat akademisinde eğitim almış. 
1987 yılında basılan ve beş öyküden oluşan ilk kitabıyla bir parça ünlü olmayı başarmış ama popüleritesini, kitabındaki ‘Red Sorghum’ öyküsünün Zhang Yimou tarafından  filme çekilmesiyle kazanmış.Çin'in doğusundaki kırsal bölgelerde 1920 ve 30'larda uygulanan şiddeti konu edinen bu film onu batı dünyasına da tanıtmış.
Ardından yasaklanan  ‘The Garlic Ballads gelmiş. ‘Big Breasts and Wide Hips (İri Göğüsler ve Geniş Kalçalar anlamına geliyor) ise Çinlilerin Mo Yan'ı protesto etmesinin asıl sebebi olan kitap.İçerdiği cinsel öğeler yüzünden ve ülkesindeki sınıf çatışmasını apaçık anlattığı için bu kitap da yasaklanmış "çarpıtılmış gerçekliği" sebebiyle çok eleştirilmiş. Hatta Halk Kurtuluş Ordusu romanı toplatmak bile istemiş. Bu arada tabii kitabın korsanları çıkmış ve yazarımız daha tanınır hale gelmiş.
2005'te kitap İngilizceye çevrildiğinde Asyalı Erkek Yazarlar Edebiyat Ödülünü almış.
Eserlerini daha çok fantastik ve absürd diye nitelendiriyorlar. Kariyeri boyunca sansüre ve yasaklara maruz kalmış.
2011 de yayımladığı son kitabı Frog ile  "Çindeki tek çocuk politikasını konu etmiş ve Çin'in en önemli edebiyat ödüllerinden olan Mao Dun Edebiyat Ödülü'nü kazanmış. Bu kitaba amozon.com'dan  ve Barnes&Nobles'dan baktım İngilizce çevirisi yoktu sadece Çin'ce baskıları var. Çevrilmediyse de sanırım kısa sürede hem Türkçe hem İngilizce baskılarına ulaşabileceğiz .
Kitapları Türkçeye Can Yayınları tarafından çevrilecekmiş. 

10 Ekim 2012 Çarşamba

Feminist Bir Yayınevi - VİRAGO


İngiltere'nin ilk feminist yayınevi Virago. 1973'de Carmen Callil tarafından kurulmuş. Öncelikli olarak kadın yazarların kitaplarını yada feminizm üzerine yazmış erkek yazarların kitaplarını  yayınlıyorlar.
Carmen Callil'i Uluslararası Man Booker'ı takip edenler hatırlar. Geçen yıl ödülü Philip Roth’a veren jüride yer alıyordu. Ödülün Roth’a verilmesine şiddetle karşı çıkmış  sonucu değiştiremeyince de seçici kuruldan çekilmişti. Roth'un orta sınıf beyaz erkeklerin cinselliğine ve onların yahudi kimlikleri üzerine sürekli vurgu yapmasını kitaplarında sürekli aynı konuları işlemesini sertçe eleştirmiş ve ödülü hak etmediğini söylemişti.
Philip Roth okumadığım için objektif bir yorum yapamayacağım ama Carmen'in eleştirdiği konular yazarlara çok sattırdığı için bir pazarlama stratejisi olarak kullanılıyor ki Roth'da Amerika'nın yaşayan en büyük yazarları arasında gösteriliyor.

Virago'ya dönersek yayın hayatına bin dörtyüz nüfuslu bir köyde sesleri duyulmayan kadın işçilerin yaşantılarının anlatıldığı Mary Chamberlain’in  Fenwoman'uyla başlıyor  



Ataerkil aile ve toplum yaşantısına, kapitalizmin oluşturduğu eşitlikten yoksun ve cinsiyet ayrımını keskinleştiren sisteme karşı kadınların toplumsal konumuna dikkat çeken bir kitap Fenwoman.1983'de savaş sonrası İngiliz tiyatrosunun en önemli ve yaratıcı kadın yazarlarından biri kabul eden  Carly Curchill'e de ilham kaynağı olmuş ve Curchill Fen adlı oyunu yazmış.
70'ler ve 80'ler boyunca Virago feminizm hareketinde etkili pek çok kadın düşünürün kitabını yayınladı.Asyalı ve siyah kadın yazarları destekledi. Bunlardan Amrit Wilson Finding a Voice:Asian Women in Britain ile Martin Luther King ödülünü aldı.

Sonraki yıllarda pek çok kitap Virago klasikleri arasına girdi.Bir çoğu çok okunanlar listesinde uzun süre liste başı oldu.Kendisi aynı zamanda Hollywood'un ilk siyahi kadın yönetmeni olan 1928 doğumlu Maya Angelou     I  Know Why the Caged Bird Sings ile 1 milyondan fazla sattı.



Lyndall Gordon'ın yazdığı Emily Dickinson'ın biyografisi  Lives Like Loaded Guns , Natasha Walter'ın Living Dolls'u gibi aktivist-provakatif ve non-fiction tabir edebileceğimiz kitaplar , bizim Usta Parmak ve Gece Nöbetinden tanıdığımız Sarah Waters, Türkçeye Büyülü Oyuncakçı Dükkanı olarak  çevrilen kitabıyla ses getiren Angela Carter ,20.yüzyılın Jane Austin'i kabul edilen Barbara Pym ve daha pek çok önemli kadın edebiyatçı Virago yazarları arasında bulunuyor.


Barbara Pym & Angela Carter

 Sarah Waters


Merak edenler için Virago günümüzde cadoloz , şirret veya erkeksi kadınlar için kullanılan bir kelime.
Latince erkek anlamına gelen Vir kelimesinden türemiş.Bu kelimeye İngilizce'de ilk defa İncil'in Latin Vulgate çevirilerinde rastlanmış. Adem'in Havva'ya verdiği bir isim.Erkek gibi güçlü ,kahraman ve savaşçı kadın anlamına geliyor.
14 yy.sonlarına doğru Virago toplumda yeri olmayan kavgacı ve ahlaksız kadınları tanımlamak için kullanılmaya başlanmış.70'lerde feminizm bayrağını taşımaya karar vermiş bu yayınevinin Virago adını seçmesi yüzyıllar içinde kadının toplumsal döngüsüne de bir vurgu olmuş aslında..