Jules Verne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jules Verne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2020 Salı

İNATÇI KERABAN - JULES VERNE



Açık ara bu yıl okurken en keyif aldığım kitaptı. Şimdiye kadar güzel bir filme de çekilmemiş sanırım,bulamadım. 80 Günde Devrialem'in sayısız uyarlamaları yapılmışken Ezel Akay biraz da kendi tarzında masalsı bir İnatçı Keraban çekseydi çok güzel olmaz mıydı.

Ben Alfa’dan tek cilt halinde olan baskıyı okudum.İçinde Leon Benett’in çizdiği orijinal illüstrasyonlar da var.Jules Verne 1883 yılında hikayeyi kaleme alırken ilk baskı yazarın diğer eserleri gibi çizimlerle yapılmış ve Benett'in hikaye için çizdiği 103 illüstrasyonu ile beraber basılmış.

Jules Verne 1868 yılından sonra romanlarının satışından elde ettiği gelir artınca kendisine büyük bir yat alarak dünya turuna çıkmış. Akdeniz’i gezdiği biliniyor ancak Jules Verne’nin gerçekten yolu bu topraklara düşüyor mu,kesin bir bilgi yok.Oysa  Benett’in çizimleri çok gerçekçi ve dönemi çok iyi yansıtıyor.Muhtemelen ilustrasyonlarını buralarda yapmış.

İnatçılığı ile tanınan tütün tüccarı Keraban Ağa kendisini ziyarete gelen Hollandalı misafirlerini Üsküdar’daki evine yemeğe davet eder ancak boğazdan kayıkla geçecekleri sırada on paralık bir vergi konduğunu öğrenir. Bu vergiyi ödememekte inat eden Keraban Ağa misafirleriyle birlikte evine ulaşmak için Karadeniz kıyılarından dolaşacağı bir maceraya başlar. 

Okur olarak bu eğlenceli yolculuğa eşlik ederken dönemin coğrafyasından,yerleşimlerinden de gerçekçi bilgiler alıyoruz.Jules Verne’nin yazarken ayrıntılı bir araştırma yapmış olduğu çok aşikar.Hikayeyi anlatırken  Ramazan adetlerinden, Osmanlı vatandaşlarının evleri,kıyafetleri ,yemekleri, kullandıkları eşyalara kadar çok detaylı bilgiler vermiş.

Zaten Jules Verne seviyorsanız hiç kaçırmayın.

26 Nisan 2013 Cuma

KARPATLAR ŞATOSU-JULES VERNE



Daha önce bahsettiğim gibi yazar ayları etkinliğinde Nisan’da Jules Verne vardı. Her ne kadar Settie ve Pınar’a (Pinuccia) yetişemesemde bende araya bir kitap sıkıştırabildim. Doğrusu çok özlemişim.
Karpatlar Şatosunun ilk basıldığı tarih 1893. Söylendiğine göre Bram Stooker 1897 de Draculayı bu kitaptan etkilenerek yazıyor. Yani Transilvanya’nın meşhur vampir hikayelerinin kaynağı sadece Kazıklı Voyvoda değil bizim Jules Verne imiş.  
Hikaye Karpatlarda Werst köyünde geçiyor. Yazarımız doğayı, insanları ve şatoyu gayet güzel betimlemiş.O tasvirledikçe bende kitap boyunca beynimin sağ lobuyla pastorel ve gotik fotoğraflar çekiyorum tabiiJ



Köy halkının üzerine batıl inanışlar geliştirdiği içinde şeytanın yaşadığı düşünülen şatoda bir gün duman yükseldiği görülür. Çok endişelenen ve korkan köy halkı içlerinden 2 kişiyi şatoya gönderir ancak onlar korkularını artıracak hikayelerle geri dönerler. Bu inanışlar ve duyulan sesler yüzünden köyün otelinde kimse kalmaz. Bir gün ünlü bir opera sanatçısı olan nişanlısı La Stilla’yı kaybetmiş Kont Franz de Telek ve yardımcısının yolu köyden geçer ve handa kalırlar. Söylentileri ciddiye almayan Franz’ı La Stilla’nın söylediği şarkılar ve görüntüler şatoya çeker. 
Yazarımız bu kitapta da bilimsel düş gücünü hatta ön görüsünü fazlasıyla kullanmış. Optik cam ve aynalarla yaptığı yanılsamalar, görüntülü telefon fikri zamanının çok ötesinde yaşamış dedirtiyor. Gerçi Amerikan donanmasındaki ilk deniz altına Nautilus ismini verdiren bir yazardan bahsediyoruz. Dediğim gibi çok özlemişim….

4 Nisan 2013 Perşembe

JULES VERNE OKUYORUZ


Çocukluğumuza dönüyoruz ve Pinucciasbooks'un yazar ayları etkinliğinde Jules Verne okuyoruz.
Ben de evdeki bin yıllık ganimetlerimi bırakılıp Nisan etkinliği için İthaki'nin Karpatlar Şatosu'nu aldım.

 Ama lütfen eski kitaplarımın hakkını yemeyelim.Şu kapaklardaki albeni var mı şimdi burada...