Nermin Yıldırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nermin Yıldırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ağustos 2019 Çarşamba

MİSAFİR - NERMİN YILDIRIM


Nermin Yıldırım’ın son kitabı Misafir diğer kitapları gibi psikolojisi derin bir hikayeye sahip. Zaten kahramanların daha çok iç dünyaları okuyucuya sesleniyor.

Ev dediği bir akıl hastanesi misafir dediği hastalar ile içerisi dışarısı kavramı sorgulanıyor.Anormal olanın normalleştiği günümüzde çoğumuzun sinir krizi eşiklerinde yaşadığı şehirlerde hastaneye yatırılanların çok da kendimizden uzak olmadığını vurgulamak için yazmış bu kitabı.  

Anlatımı ,duyguları verişi her zamanki gibi şahane. Nermin Hanım hayal kırıklığına uğratmaz zaten. Ancak ben kendi adıma metni  kurgusal olarak zayıf buldum. “şimdi bir gelişme olacak” beklentisi içinde kitap bitti. 
“Esin’in başına gerçekten ne geldi de oraya getirildi,komplo teorileri gerçek miydi,sorgulanabilir miydi,aktivist doktor sonra ne yaptı,hasta bakıcıya ne oldu” gibi kurguyu genişletebilecek biraz daha okuyucuyu yarım kalmışlık hissinden kurtaracak bir metin daha doyurucu olabilirdi.

Öte taraftan muhtemelen yazarın kitabı oluştururken böyle bir kurgu derdi yoktu Zihinsel yolculukları hastanede olanlara  yeğledi. Bize de okur merakı kaldı  J

17 Ekim 2017 Salı

UNUTMA BENİ APARTMANI - NERMİN YILDIRIM




“Sadece yaşlanıp ölmekten değil, koskoca bir hayatı heba etmiş olmaktan da korkar olmuştum. O saatten sonra başıma gelebilecek en fena şey, hayatım boyunca yanlış yoldan yürümüş olduğumu görmek olacaktı.Oysa ben pişmanlıkları sevmem”... 
Bu kitaptan payıma düşen de bu cümleler oldu bu sefer.

Bir yazarı çok sevdim mi kitaplarını da arka arkaya okuyorum. Gittiğim son tatilde yanıma Unutma Beni Apartmanı’nı almıştım. Markaris’le beraber  bir o, bir diğeri hafta boyunca bana eşlik ettiler. Nermin Hanım ismiyle müsemma bu romanı yazmayı hakikatten Cihangir’de bu isimde bir apartmanı gördükten sonra karar vermiş.Kimler yaşamış,neden bu ismi koymuşlar,şimdi neredeler derken apartmana bir hikaye yazmış ve bunu da romanda kullanmış.Romanın fitilini ateşleyen de gene uzun zamandır görüşmediği annesinden aldığı bir telefon olmuş. Önü ardı kurgu da olsa kahramanımız Süreyya’nın da hikayesi kırküç yıldır görmediği annesinden aldıığı bir telefonla başlıyor.

Süreyya’nın iç dökmeleri çoğu kadının kendinde de bulacağı duygular.Sorguladığı aile kurumu,bağlılık,annelik ,kutsal bilinene karşı duruş,köksüzlükten beslenmek.Bölümler arasında annesi onu neden terk ettiğini anlatmaya çalışıyor. Başka bir kadın kendi hikayesini anlatırken  roman da 60’lardan başlayıp günümüze gelen bir zamana yayılmış oluyor ve siyasal hayat,ekonomik krizler,deprem, 11 Eylül daha pek çok şey  kurguyu çeşnilendiriyor.


Süreyya yazarlık serüveninde etrafındaki kişilerin hikayelerinden çok etkileniyor. Yarattığı karakterleri kurgularken çok sevdiği, etkilendiği yazarları da anıyor.Mesela Adalet Ağaoğlu’nun kahramanlarından Tezel ve Aysel çıkıyor karşımıza. Yazdığı kitapları kendi adıyla basmayıp NY adında başka birine teslim ediyor. Okuması keyifli bir Nermin Yıldırım kitabı daha...

30 Nisan 2017 Pazar

DOKUNMADAN - NERMİN YILDIRIM

Unutma Dersleri'ni çok beğenince vakit kaybetmeden yazarın son kitabı Dokunmadan’ı okudum. Beni gene hayal kırıklığına uğratmadı. Ölüm gibi son derece tatsız bir konuyu bile böyle komik anlatabilecek bir zekaya sahip olmak herkesin harcı değil.

Adalet öleceğini öğrendiğinde geçmişiyle hesaplaşmak,günahlarıyla yüzleşmek ister.İlk hatırladığı günahı mahalleden Mazlum’un elinden oyuncağını almasıdır. 20 yıl sonra Mazlum'u bulmak ve oyuncağı ona geri vermek için yola çıkar.


Nermin Yıldırım Dokunmadan’da dokundura dokundura insanların kabuk bağlamış yaralarını,insan ve memleket hallerini anlatmış.Gene hem hüzünlü, hem neşeli, hem komik okuması çok keyifli bir hikaye çıkmış ortaya.  

26 Nisan 2017 Çarşamba

UNUTMA DERSLERİ - NERMİN YILDIRIM



Nermin Yıldırım’ın kitapları uzun zamandır listemdeydi.Kitap Ağacı-İstanbul’un Mayıs konuğu olacağı açıklanınca öne alıp bir iki kitabını okumak istedim.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ben bu kadına ba-yıl-dım. Hani yeni tabirle “kafası çok güzel”

Herkesin unutmak istediği acıları vardır da bunu nasıl yapacağını bilemez ya kahramanımız Feribe aşk acısını unutmak için  böyle bir merkeze gidiyor.Mazi İmha Merkezine.

Kitabı okumadan önce aklımda Eternal Sunshine of the Spotless Mind vardı; acaba onun gibi bir kurgusu mu var diye düşünmüştüm ki kitabın içinde de bu film karşıma çıktı. Öyle bir şey değil zaten daha gerçekçi bir hayalperestiği var. Burada aldığı unutma dersleri ve yapmak zorunda olduğu haftalık ödevlerle Feribe’nin hayatı daha da karmaşık bir hale geliyor.

Komik,ironik,dokunduran,hem acıklı hem neşeli bir hikaye.Ben çok sevdim…