Hüsnü Arkan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hüsnü Arkan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2013 Cumartesi

MENEKŞELER ATLAR OBURLAR-Hüsnü Arkan

“Yaşam kurgudur, gerçek düştür. Yalnızca inancınızla biçimlenen bir avuç hamur. Neye inanıyorsanız, gerçek odur”... 
Benim gibi sulu gözlü birinin bu kitabı yalnızlığı tavan yapmış evden binlerce km uzaktayken okuması hiç akıllıca olmadı. Boğazım düğümlene düğümlene okumama rağmen elimden bırakamadım desem sanırım kitap hakkında hissettiklerimi açıklamış olurum. Hüsnü Arkan öyle güzel yazmış ki çoğu zaman o akıp giden düz yazının uzun bir şiirin parçası olduğunu düşünüyorsunuz.
Arka planda siyaset ve evet dillendirmese de bildiğimiz 12 Eylül. Hayallerini kaybeden kahramanın aslında nasıl gerçek olmayan bir kurguda yaşadığına şahit oluyoruz.
Kendi deyimiyle oburlarla gurmelerin savaşında menekşe kokan kadınların arasında güven duygusunun ne demek olduğunu atlardan öğrenen bir çocuğun büyüme serüveni. Ege’de bir çiftlikte kendi ailesinin yarattığı feodaliteyi yıkmaya çalışırken hayallerinin peşinden İzmir’e gidip meyhane açan Hüseyin’in hikayesi.
"Anlamsızlığın bir anlamı vardı, bir adı vardı; hayat diyorlardı buna. Her sıradan sözcük gibi, içine girince, yineleyince bir şey ifade etmiyordu. Sıradan olmayan sözcükler arıyordum.Yoktu. Çevremdeki insanlar, sözcükleri kendilerini iyi hissetmek, çıldırmamak için kullanıyorlardı. Aslında hepsi de evreni saran boşluğa aitiler ama bunu kabul etmektense, o boşluğa bir anlam yükleyip varlıklarını birbirlerine onaylatmayı yeğliyorlardı."
Beğeni elbet subjektiftir ;Hüsnü Arkan bu kitapta bana göre muhteşem cümleler yazmış.Tam anlamıyla edebiyat yapmış.Ben bayıldım...

1 Ağustos 2012 Çarşamba

MİNO'NUN SİYAH GÜLÜ


 "Cahit adamı! Cahit Adamı! Bu sabah uyanır uyanmaz sizi düşündüm..Ama sanmayın ki,özel bir adamsınız..Arzunun kapısı açık kaldığında ,içeri mutlaka biri girer."

Ezginin günlüğü eski solistlerinden Hüseyin Arkan'ın beşinci romanı Mino'nun Siyah Gülü
Daha çok kadınların ağzından mektuplarla anlatılan iki darbe arasında geçen bir dönem romanı. Zehra halası Münevver öldükten sonra dede toprağı Ege kasabasına geliyor ve halası ile annesini yeniden keşfediyor.
Darbelerden insanlara kalanlar , Mino'nun kendi özgürlük mücadelesi ve aşkı Zehra'nın darbeden sonra asılan çocukluk aşkı Hasan'la hikayesine karışıyor .Kitap bütün o hüznüyle çok akıcı ,hemen okuyup bitiriyorsunuz. Müzisyenin okuyucularına hediyesi CD 'den 5 Mayıs ' ı dinliyorsunuz  ve kasabadaki evin bahçesinden çıkıp yavaşça kendi zamanınıza doğru yürüyorsunuz.

"...Sonunda öyle bir yere varıyorsun ki hayatın sahici bir şeye benzemesini istemeye başlıyorsun..Ama sonra sahici olan nedir diye düşünüyorsun.Başkalarının hayatı hakikaten sahici mi? Bizden öncekiler hakikaten yaşadılar mı?...."