Fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ekim 2015 Perşembe

Dünyanın En Büyük Sanat Galerisine Sahip Adam - JR


Onun çalışmalarıyla dünyanın herhangi bir şehrinin,herhangi bir binası üzerinde karşılaşabilirsiniz. Kendisini JR olarak bildiğimiz 83 doğumlu sokak sanatçısı ve fotoğrafçı gerçek ismini gizliyor.   Kendi tabiriyle dünyanın en büyük galerisine sahip. Yani sokaklara.
Metrolarda ve sokaklarda grafitiyle başlayan izinsiz sanat çalışmaları, Paris metrosunda bulduğu bir fotoğraf makinesi sayesinde fotoğrafçılıkla devam eder. Arkadaşlarının çalışmalarını fotoğraflarken onlara orijinal baskıları değil fotokopilerini verir. Zaman içinde o kadar çok kopya birikir ki bunları farklı boyutlarda  duvarlara yapıştırmaya ve etraflarına siyah boya ile çevreler yapmaya başlar. İmza olarak da EXPO 2 RUE atar.

2004-2006 yıllarında "Portraits of a Generation", projesini yaratır.Paris’in kenar mahallelerinden asi,dışlanmış,suça karışmış yada polisle çatışan gençlerin dev portrelerini adeta toplumun gözüne sokar.Çalışmalar belediyenin bu çalışmalardan birini kullanılmasıyla yasal bir zemine oturur. Amacı müzeye gitmeyen insanları sanatla sokakta tanıştırmaktır.
P’tit Zé, Les Bosquets, 2004

2007 yılında Marc Berrebi ile insanların aslında birbirine ne kadar benzediğini vurgulayan "Face to Face" projesine imza atarlar. İsrail ve Filistinlilerin dev boyutlu portrelerini şehirlerdeki binalara ve Ayrılık Duvarı’nın her iki tarafına uygular.
Separation Wall, Palestinian Side In Bethlehem, March 2007

2008 yılında  çoğu uyuşturucu ve şiddet mağduru kadını fotoğrafladığı "Women Are Heroes" projesi, ilk olarak Brezilya’da Morro de Providencia’da evlerin üzerine yapıştırılır.Kenya,Kamboçya,Sierra Leone,Liberya,Hindistan ile devam eden projenin filmi 2010’da Cannes’da Altın Kamera için yarışır.
Action dans la Favela Morro da Providência, Favela de Jour, Rio de Janeiro, Brésil, 2008

Aynı yıl sanatçı İspanya-Cartegana’da, geçtiğimiz bahar İstanbul’da da karşımıza çıkan "Wrinkles of the City" projesine başlar.Şehrin yaşlılarının ,şehre tanıklık etmesinden yola çıkarak Türkçeye Şehrin Kırışıklıkları olarak çevirebileceğimiz çalışmaları , geçmişe tanıklık eden binaların üzerine uygular.
Proje 2012 Havana’nın duvarlarındadır. Devrime tanıklık eden 25 kişinin hikayesini de fotoğrafların üzerine ressam ve kaligraf Jose Perla uygular.
Proje Shangay,LosAngeles,Berlin ,İstanbul gibi dünya metropollerine uzanır.
La Havana, Rafael Lorenzo y Obdulia Manzano, Cuba, 2012 

2011'de Inside Out projesi ona Ted ödülünü getirir.Bir hikayesi olduğuna inanan 100.000 üzerinde katılımcı fotoğrafını sisteme up-load eder.Basılan posterler onlara geri gönderilir ve bu insanlar fotoğraflarını duvarlara yapıştırırlar.Tunus projenin yapıldığı ilk ülke olur. 6 fotoğrafçı ülkenin dört bir yanına dağılıp kadın, erkek,zengin, fakir, iş adamı,işsiz ,çiftçi gibi her kesimden insanın fotoğrafını çeker ve böylece Arap dünyasının  ilk geniş sokak sergisi yapılmış olur.
 Tunisia, Front of the Police Station of La Goulette, 2011
Tunisia, Ex Ben Ali Billboard on La Goulette Road, 2011

Sanat sever bir toplum olduğumuzu her fırsatta kanıtlarcasına,sanatçının İstanbul’daki bazı çalışmalarına ne yazık ki zarar verildi, üzeri boyandı.,kapatıldı. Merak edenler hala vakit varken soyulup dökülmeden Balat ve Beyoğlu semtlerinde bu çalışmaları görebilir.Gene bölge insanların fotoğrafları, tarihe tanıklık eden binalarda.

The Wrinkles of the City, Istanbul


JR’nin “Persative Art” denilen yayılan sanatı Paris’in kenar mahallerindeki binalardan Ortadoğu’nun duvarlarına, Afrika’da yıkık bir köprüye, Brezilya’daki gecekondu mahallerine yayıldı. Bazen yaşlı kadınlar model oldu bazen çocuklar 1 haftalığına sanatçı. Lokal sergilerden sonra çalışmalar Londra, New York, Berlin, Amsterdam  gibi şehirlerde sergilendi.

NYCB Art Series
 Action in Kibera Slum, General View, Kenya, 2009
 Action in Kibera Slum, Train Diagonale, Kenya, 2009
                                                                                Inside Out - Au Panthéon 

 Action in Kibera Slum, Train Passage 5, Kenya, 2009


 NYCB Art Series
 Action dans la Favela Morro da Providência, Escalier, Rio de Janeiro, Brésil, 2008

 The Wrinkles of the City, Berlin


Action in Shanghai, Ji Jinsui, Chine, 2010
IOP on Times Square, general view

21.yy’ın Cartier-Bresson’u olarak tanımlanan sanatçının Robert De Niro,Art Spiegelman,David Lynch,Takashi Murakami gibi isimlerle yaptığı ortak çalışmaları ve video’ları görmek için mutlaka   http://www.jr-art.net/videos ziyaret edin. Ellis adasına gelenlere selam duran “Ellis Trailer” çok sanatsal. “Women are Heros “ ise çok etkileyici.



12 Kasım 2012 Pazartesi

Çocuk İşçilerin Fotoğrafçısı LEWIS HINE

Lewis Hine şu hepimizin bildiği gökdelen inşaatlarında çalışan işçilerin fotoğraflarıyla ünlü olmadan önce  yıllarca işçi hakları için mücadele vermiş bir fotoğraf sanatçısı. Kendisi 1874 doğumlu bir Amerikalı.
Fotoğrafçı ve sosyolog kimliğini bir arada bulunduran sanatçı Chicago,Colombia ,ve New York Üniversitelerinde  sosyoloji okuduktan sonra öğretmenlik yapmaya ve eğitim materyali olarak da fotoğrafı kullanmaya başlıyor Bu arada Ellis Adasındaki göçmenlerin durumundan çok etkileniyor ve bir sosyolog gözüyle tarihe tanıklık eden binlerce fotoğraf çekiyor. 
New York kentinin girişinde yer alan Ellis Adası'nın Amerikan göç tarihi açısından sembolik anlamı çok yüksek. 1892-1924 yılları arası yirmi milyondan fazla göçmen daha iyi bir yaşam umuduyla Yeni Dünya'ya buradan giriş yapmış. Hine işte bu dönemde oradaki insan manzaralarını fotoğraflarıyla ölümsüzleştirmiş.

Hine fotoğraf aracılığıyla sosyal reformlar gerçekleştirilebileceğine ve insanlarda sosyal bilincin oluşturulabileceğine inanıyordu Öğretmen olarak özellikle çocuk işçi çalıştırılmasına karşı çıkan Hine'yi 1908 yılında Ulusal Çocuk İşçi Komitesi  hem araştırmacı hem de fotoğrafçı olarak işe alır ve ondan bir rapor hazırlamasını ister. Tüm ülkeyi dolaşır ve bu çalışmaları sonucunda çocuk işçilerin fotoğraflarının yer aldığı iki kitap yayınlar. Uzun ve ağır şartlarda çok düşük ücretlere çalışan, kötü evlerde yaşayan, okuma yazma öğrenme şansı bile olmamış bu çocukların yaşam koşullarını ve yaşadıkları zorlukları belgeler.
Hine kendisini yangın görevlisi,sigortacı ,İncil yada kartpostal satıcısı olarak tanıtıp  Lancaster ,Dallas ve Tifton’daki tekstil fabrikalarına girdiğinde boylarından yüksek dokuma makinelerinin üstüne tırmanarak iplik bobinlerini değiştirmek, kumaş artıklarını toplamak gibi işlerde çalışan düzinelerce on yaşın altında çocuk işçiyle karşılaşır. 
Hine çocuk işçilerle kömür madenleri,konserve fabrikaları,cam üfleme atölyeleri gibi daha pek çok alanda karşılaşmış ,zengin yetişkinler için puro saran, saatlerce balıkhanede istiridye ayıklayan, gazete satan, bahçelerde meyve toplayan, çok küçük yaşta çocukları fotoğraflamıştı.
Bu fotoğraflar şüphesiz iş gücünün kötüye kullanımına ait federal kanunları etkilemiş ,bu yasaların değiştirilerek çocuk işçiliğinin önlenmesi ve daha insanca çalışma koşullarının oluşturulmasına katkıda bulunmuştur. 
Yıllarca sürdürülen mücadele sonucu Kongre federal yasayı ancak 1916’da çıkarmış ve 14 yaşından küçük çocukların çalıştırılması böylece yasaklanabilmişti.

Hine, Kızılhaç’ı tarafından, yardım çalışmalarını belgelemek üzere Avrupa'da görevlendirilmişti. I. Dünya Savaşı’nın son aylarında ve ateşkesten sonra, Fransa, Belçika ve Balkanlar’da seyahat ederek savaştan paramparça olmuş kıtayı fotoğrafladı.1919 ‘da “The Children's Burden in the Balkans ı yayınladı.
1930’da Empire State ve Rockefeller Binası inşaatında çalışan işçileri fotoğraflamaya başladı ve bu çalışmalarını Men at Work’de topladı.(1932) 

Hine çok başarılı işlere imza atmasına rağmen maalesef yaşadığı dönemde hak ettiği değeri görememiş. 1930'lardan sonra fotoğrafları dergilerde zorlukla yayınlanır olmuş ve bilinçli olarak unutturulmak istenmiş.1940'da öldüğünde sefalet içinde olduğu söylenir.Belgesel fotoğrafçılığın değerinin anlaşılması ve fotojurnalizmin kurucularından biri olarak kabul görmesi 1980'leri bulmuş.Hatta 1.Dünya savaşı fotoğrafları bile ancak 1980'li yıllarda Washington Kongre Kütüphanesi arşivinden çıkarılıp yayınlanabilmiş.

Kapak ve baskı kalitesine göre Amazon fiyatları ;

Kids at Work  
10.00 usd -20,00usd 
http://www.amazon.com/Kids-Work-LewisCrusade






Men At Work
12,00 usd -45,00 usd










The Empire State Building
40,00 usd-60,00 usd arasında değişiyor.
http://www.amazon.com/Lewis-W-Hine-Building-Architecture










17 Eylül 2012 Pazartesi

An American Exodus; A Record of Human Erosion




1895 doğumlu Dorethea Lange Amerika'nın en büyük belge fotoğrafçılarından biri. Büyük bunalım yıllarında fotoğrafladığı  FSA "Tarım ve Güvenlik Örgütü" için yaptığı çalışmalar o dönem çok ses getirdi ve kocası Paul Taylor'la yaptığı ortak çalışmalar halkın durumunun görülmesi ve hükümetin konuyla ilgili bir şeyler yapması açısından oldukça ikna edici oldu.
FSA Tarımda modernizasyon ve makineleşmeyle baş edememiş, kuraklık ve verimsizlik gibi etkenler de eklenince, doğdukları topraklardan göçmek zorunda kalan, merkez eyaletlerdeki tarım işçilerinin sorunlarıyla ilgilenip, parasal yardım yapan, Roosewelt tarafından kurulan birçok birimlerden biriydi.

Lange'nin en ünlü çalışması  ; “Göçmen Anne” fotoğrafıdır ki 1935'de Göçmen İşçiler Kampı’nda çektiği bu kare bunalım döneminin ikonu haline gelmiştir.




Bu dönemde Amerika büyük bir değişim geçirmektedir ve Lange bu değişikliği belgeleyen fotoğrafçılardan biridir. Toprak sorunları, çiftçileri önce sermayedarlara bağımlılığa ve yoksulluğa sonra da topraklarını terk edip göçe zorlamıştır.



Büyük Bunalım’ın insanlar üzerinde oluşturduğu trajik tabloyu,tarım işçilerini,ekmek ve su kuyrukluklarını en etkileyici biçimde gösteren Lange’ın fotoğrafları, belgesel fotoğrafçılığın gelişmesine önemli katkılarda bulundu.

Söylenene göre Steinbeck Gazap Üzümleri'ni yazarken Lange'nin FSA için yaptığı çalışmalardan yararlanmış ve o fotoğrafları metin haline getirmiş.





1941'e gelindiğinde Lange başarılarından dolayı Guggenheim Bursu’yla ödüllendirildi. Ancak o  Pearl Harbor saldırısından sonra yaşadıkları yerlerden koparılan ve kamplarda yaşamak  zorunda bırakılan Amerikalı -Japonlar için yapacağı çalışmaya dikkat çekmek istedi ve ödülünü geri verdi.
Özel bir kararname çıkaran Roosvelt yönetimi suçsuz, sıradan 100 binin üzerinde Japon asıllı Amerikalı'yı Texas, Idaho, North Dakota, New Mexico, Montana gibi ülkenin çesitli eyaletlerinde kurulan kamplara koydurtmuştu.
Batıdaki Manzar toplama kampı kurulan 10 kamptan ilkiydi. 1945'te kapatılana kadar çoğunluğu balıkçı ve çiftçi 10000'in üzerinde tutuklu Japon burada yaşadı ve 146'sı  öldü. 




1939'da fotoğraflarının bir kısmını "An American Exodus; A Record of Human Erosion" ismiyle bir kitapta topladı.




Resimdeki kitabın ilk baskısı. Jeff Hirsch Books'da 1250 $'a satılıyor.

http://www.jhbooks.com/pages/books/106434/dorothea-lange-paul-schuster-taylor/an-american-exodus-a-record-of-human-erosion


Yeni baskı kitap amazon.com'da 80 $-110 $ arasında.

http://www.amazon.com/An-American-Exodus-Record-Erosion/dp/2858935130

Daha fazla Lange fotoğrafları için  http://www.masters-of-photography.com/L/lange/lange3.html


24 Temmuz 2012 Salı

OKUMAK (To Fly)

İngiliz Filozof Anthony Clifford Grayling " Okumak uçmaktır" diyor . Dünyaca ünlü fotoğraf 

sanatçısı Steve McCurry 'de "To Fly"  olarak adlandırdığı çalışmasında dünyanın farklı 

köşelerinde okuyan insanların resimlerini çekmiş.Ortaya çıkan fotoğraflar çok güzel. Ama 

benim favorim kesinlikle Hintliler  :)

Tayland

                                                                              Tibet

                                                                      Sri Lanka

Çin 

İtalya

Hindistan

Fransa

Afganistan

Burma

Burma

Hindistan

Hindistan

İtalya

Kaşmir

Kore

Kanada

Hindistan

Tayland

Yemen



Fotoğraflar Steve McCrurry 'nin