26 Nisan 2013 Cuma

KARPATLAR ŞATOSU-JULES VERNE



Daha önce bahsettiğim gibi yazar ayları etkinliğinde Nisan’da Jules Verne vardı. Her ne kadar Settie ve Pınar’a (Pinuccia) yetişemesemde bende araya bir kitap sıkıştırabildim. Doğrusu çok özlemişim.
Karpatlar Şatosunun ilk basıldığı tarih 1893. Söylendiğine göre Bram Stooker 1897 de Draculayı bu kitaptan etkilenerek yazıyor. Yani Transilvanya’nın meşhur vampir hikayelerinin kaynağı sadece Kazıklı Voyvoda değil bizim Jules Verne imiş.  
Hikaye Karpatlarda Werst köyünde geçiyor. Yazarımız doğayı, insanları ve şatoyu gayet güzel betimlemiş.O tasvirledikçe bende kitap boyunca beynimin sağ lobuyla pastorel ve gotik fotoğraflar çekiyorum tabiiJ



Köy halkının üzerine batıl inanışlar geliştirdiği içinde şeytanın yaşadığı düşünülen şatoda bir gün duman yükseldiği görülür. Çok endişelenen ve korkan köy halkı içlerinden 2 kişiyi şatoya gönderir ancak onlar korkularını artıracak hikayelerle geri dönerler. Bu inanışlar ve duyulan sesler yüzünden köyün otelinde kimse kalmaz. Bir gün ünlü bir opera sanatçısı olan nişanlısı La Stilla’yı kaybetmiş Kont Franz de Telek ve yardımcısının yolu köyden geçer ve handa kalırlar. Söylentileri ciddiye almayan Franz’ı La Stilla’nın söylediği şarkılar ve görüntüler şatoya çeker. 
Yazarımız bu kitapta da bilimsel düş gücünü hatta ön görüsünü fazlasıyla kullanmış. Optik cam ve aynalarla yaptığı yanılsamalar, görüntülü telefon fikri zamanının çok ötesinde yaşamış dedirtiyor. Gerçi Amerikan donanmasındaki ilk deniz altına Nautilus ismini verdiren bir yazardan bahsediyoruz. Dediğim gibi çok özlemişim….

17 Nisan 2013 Çarşamba

OWEN SMITH


Owen Smith çalışmalarına hayran olduğum bir pulp sanatçısı. Defalarca New Yorker dergisine kapak olmuş, Rolling Stone dergisine başarılı şarkıcıların illustrasyonlarını çizmiş,Time,Sports Illustrated gibi dergilere çalışmış başarılı bir isim. Aimee Man ‘in Grammy Award for Best Packaging ödülü almasında şüphesiz onun The Forgotten Arm albümüne yaptığı yaptığı illüstrasyonların payı tartışılmaz.


Onun çalışmalarının 30’ların WPA resimlerini anımsattığını söyleyebiliriz.İşçiliği bir sanat eserine konu olacak değerde gören çağa ait resimleri kendisi de çok başarılı şekilde San Francisco’daki Laguna Honda Hospital duvarlarına mozaiklerle uygulamış. Özellikle Golden Gate Köprüsünü çok güzel resmetmiş.




BART(Bay Area Rapid Transit) için yaptığı posterlerde karakterler adeta kitapların içinden çıkıp vagonda size eşlik ediyor.

Vagonun içinde yolcunun The Call the Wild 'ı (Türkçe'ye Vahşetin Çağrısı gibi fiyasko bir isimle çevrilmişti) okuyor olması hemen dikkatimizi çekiyor tabii. Jack Landon'ın müthiş bir kitabı. Görünce  Buck'ı tekrar okumak istedim.







Bu poster de Amy Tan'ın meşhur çok satan romanı (sonradan filme de çekildi) The Joy Luck Club'tan. Mavi koltukta kızımız gene kitabını okuyor.
Mahjong oyununu ilk bu kitapta duymuştum.
Tabii ki görür görmez Maltese Falcon diyebileceğimiz bir Dashiell Hammett klasiği... 
Biri bu kitabı Owen Smith resimleriyle tekrar bassın yada daha iyisi Marvel aylık comics'lerine eklesin.








5 Nisan 2013 Cuma

BİR BATI YAKASI DERGİSİ-ZYZZYVA



Owen Smith çalışmalarının derlendiği basılı bir kitap var mı diye araştırırken keşfettiğim bir dergi ZYZZYVA. Bu söylenmesi zor isimli derginin sloganı "The Last Word" (Son Söz) İngilizce sözlüklerdeki son kelimeyi referans alarak derginin ismini koymuşlar. ZYZZYVA aslında bir tür böcek. 
3 aylık yayınlar halinde çıkan San Francisco menşeli dergiyi 1985'de Howard Junker kurmuş ve 2010'da emekli olana kadar devam ettirmiş.Şimdi editörlüğü Laura Cogan yapıyor.
Dergi West Coast denilen Pasifik Kıyılarının yazar,şair ve görsel sanatçılarının en iyi eserlerine yer veriyor.Okuduğum yorumlara göre bugün tanınmış bir çok yazara,sanatçıya ilk yer veren yayın özelliğini taşıyor.Haruki Murakami de bu yazarlardan biri. 1988'de "The Kangaroo Communique" ile ilk defa Birleşik Devletlerde bu dergi ile okuyuculara ulaşıyor.


Sitelerinde online satış var.Owen Smith'e yer verdikleri için ben 2011-Sonbahar baskısını ve
2013- İlkbahar sayılarını sipariş ettim.
Tek dergi fiyatı 14,50 usd. Türkiye'ye gönderi yapıyorlar.
İsterseniz 4 sayıyı birden indirimli 40,00 usd'ye de alabiliyorsunuz.

http://www.zyzzyva.org/subscribe/

4 Nisan 2013 Perşembe

JULES VERNE OKUYORUZ


Çocukluğumuza dönüyoruz ve Pinucciasbooks'un yazar ayları etkinliğinde Jules Verne okuyoruz.
Ben de evdeki bin yıllık ganimetlerimi bırakılıp Nisan etkinliği için İthaki'nin Karpatlar Şatosu'nu aldım.

 Ama lütfen eski kitaplarımın hakkını yemeyelim.Şu kapaklardaki albeni var mı şimdi burada...



28 Mart 2013 Perşembe

Cybook Bookeen

Siparişini verdiğim elektronik kitap okuyucuyu kullandıktan sonra yorumlarımı paylaşacağımı söylemiştim. Öncelikle belirtmeliyim ki beklentimin çok üstünde bir tatmin duygusu verdi.
7” tabletle yan yana koyduğumda boyutu aşağıdaki gibi.

Tabletin yaklaşık 345 gr geldiğini düşünürsek bu cihaz sadece 180 gr. Okurken bilekleri yormuyor. Biz narin hanımların ekstra kol kasına ihtiyacı yok J
Ekran matlığı gayet başarılı ki bence en önemlisi bu ; saatlerce okuma yapmama rağmen gözlerim yorulmadı.Uzakta olduğum süre içinde kurtarıcım oldu diyebilirim. Küçük portföy çantama bile sığıyor ve şarj ömrü çok uzun.
Cihaz içinde Almanca, İngilizce, Fransızca, İspanyolca olmak üzere toplam 150 kitap ve sözlük yüklü olarak geldi. Almaya niyetli ama kararsız arkadaşlara kesinlikle tavsiye ediyorum.
Peki bu arada ben yeni cicimle neleri okudum

LEYLA'NIN EVİ : Tiyatro uyarlaması da olan Zülfü Livaneli'nin bu romanı 3 insanın kesişen hayatını anlatıyor. İstanbul Hanımefendisi Leyla Hanım romanın baş karakteri .İnsanlardan uzak bir yaşantı süren bu yaşlı kadın oturduğu yalıdan çıkartılıyor. Onun yalnızlığı ve çaresizliği eski çalışanın oğlu Yusuf'a ve onun kız arkadaşı Roxy'e uzanıyor. Yusuf ,Leyla Hanım'ı sokakta kalmaması için Cihangir'e getiriyor.Oturduğu muhitten hiç çıkmamış bu hanımefendi için burası bambaşka ve ürkütücü bir dünya.Başlangıçta Roxy'nin ona gösterdiği tepkiler sonrasında Roxy'nin tekrar Rukiye olmayı kabullenişindeki sürece parelel olarak değişiyor.Almancı olduğu için dışlandığını düşünen giyimi ve davranışlarıyla aykırı olmaya çalışan Roxy müzik yapıyor.Yaşlı bir hanımefendiyle bu asi Hip Hop'çunun bir araya gelmesi ilginç bir tezat oluşturuyor.Hoş bir Livaneli romanı.

DÖRTLÜ İTTİFAK : Sherlock Holmes okumalarım devam ediyor. Hafiyemiz bu sefer Agra hazinesinin peşinde.Özellikle yolculuklarda kafa boşaltmak için okunacak kitaplardan.

KALBİMİN SAHİBİSİN :Kitabı alırken çok ciddiye almamıştım.Biraz da uzun süre kitap alacak fırsatım olmayacak bulunsun düşüncesindeydim.Hatta evde olsaydım muhtemelen sıra gelmezdi. Hiç de öyle Harlequin tadında bir kitap değil. 1800'lerin sonunda kadınların uzun elbiseler giyip münasip eş bekledikleri bir dönemde kahramanımız Essie koca beklemekten sıkılıp bir bisiklet kulübü kuruyor.Tabii oraya varana dek yaşadığı hayal kırıklıkları,kasabalılar tarafından dışlanması,aşk acısı vs. ile kitap ilerliyor.Kitap neredeyse romantik komediden çıkmış ,romantik feminist olmuşJ .Sanırım Deanne Gist ,Essie'nin maceralarına devam edecek ve kitabın devamı gelecek. Özetle kitap keyifliydi.  

HİÇ HESAPTA YOKKEN : Orjinal adı Ten Beach Road olan Wendy Wax'ın bu kitabı bir ilke imza attı ve yatay olarak basıldı. Yani alışıldığı gibi kitap enine değil boyuna okunuyor.Hoş bir dostluk öyküsü.Edebiyat dünyasının acımasızlığı içinde birbirine destek olan dört kadının bir amaç için mücadelesini konu alıyor özetle.
Aslında içinde travmatik bir yazamama korkusu taşıyan çok satan kitapların yıldızı Mallory ,ailesine bakmak için gündüzleri garsonluk yapıp geceleri yazmaya çalışan hayatı çok zor Tanya, bir vaizle evli çok satan din kitapların yazarı Faye,dibe vurmuş ve sözleşmesi iptal edilecek bir yazar Kendall'ın bir araya gelip bir kitap yazma serüvenini okuyoruz kitapta.Amaç kitabı Kendall adıyla basıp hem onun yeteğini göstermek hem de isimleri olmadığı için yazma serbestisine sahip olmak.Bir televizyon programında herşey ortaya dökülüyor ve işler karışıyor. Dostluk duygusunu vermesi açısından sıcak bir kitap olmuş.

HURUFİLİK : Ömer Tecimer çok güzel bir başvuru kitabı yazmış.Hurufilik tarikatını anlatıyor.Bu kitabı notlar alarak okumak lazım.5 sayfa burada ,10 sayfa orada okunmuyor.Bu açıdan beni zorladı diyebilirim.Bu yüzden uygun bir zamanda hakkını vererek tekrar okuyacağım. Hurufiğin çok ilginç açıklamaları var. Gerçeklerin harflerde gizli bulunduğunu evrendeki tüm şifrelerin harflere dayanarak çözüleceğini iddia ediyor.Hurufilere göre yaratıcı kendi ismini "Allah" kelimesini gözlere he,burna elif,burnun iki yanına da lam harflerini getirerek  insanın yüzüne nakşetmiş..Kitap Hurufiliğin kurucusu Fadl'ul Lah Astrabadi'nin (Fazlullah Esterabadi) Miranşah tarafından öldürülmesine kadar geçen hayatını anlatıyor.Bu arada Kabala ,vahdet-i vücud ,bektaşilik -alevilik-mevlevi inançlarıyla olan etkileşimlerine değiniliyor.

27 Mart 2013 Çarşamba

100 OPERA


Mevsimler arası yolculuklar ve yorucu bir iş maratonundan sonra nihayet buradayım. Tabii bu arada paylaşacak çok kitap birikti hepsini yazacağım ancak bugünün Dünya Tiyatrolar Günü olması dolayısıyla önceliği  kütüphanemin en değerli kitaplarından biri olan 100 Opera’ya veriyorum.
Ülkemizde tiyatroların kapandığı/kapatıldığı yerine alışveriş merkezlerinin yapıldığı, İstanbul gibi bir dev şehirde hala bir opera binamızın olmadığı gerçeğine rağmen, en güzel operaların toplandığı bu eskimeyen eseri yazdığı için Faruk Yener’i anmak gerek diye düşünüyorum.
İstanbul Radyosu kurucularından Yener (1923-2001) aynı zamanda önemli bir müzik eleştirmeniydi.
100 Opera Carmen’den Aida’ya ,Nabucca,Figaronun Düğünü,Saraydan Kız Kaçırma gibi ünlü operaların konularını anlatması açısından başvuru niteliği taşıyan bir kitap.Hele okurken bir de fonda Verdi,Wagner,Rossini varsa…

Bendeki kitap 1964 basımı. 
1992 baskısını online satış yapan kitap sitelerinden ortalama 20 TL'ye alabilirsiniz.


















İllüstrasyon :Matthias Haker

12 Şubat 2013 Salı

Neyin Kafası Bu


Biz okurken politize olmayalım diye iktidarların makbul bulmadığı hiçbir yazarı,şairi okutmadılar okullarda.Es kaza adlarını zikretmemiz bile kuşkuyla yaklaşılmasına sebep olurdu.Biz de bol bol aşk şiirleri okuyarak büyüdük.Bu aptal romantikliğimiz,duygusallığımız hep o eğitimcilerin suçu yani: J… 
Şimdi İkinci Yeni pek uygun bulunmamış efendim. Bence Milli Eğitim sadece Türkçe okuma yazma e bir zahmet  de biraz dilbilgisi öğretsin yeter bu coğrafyada diğer insanlarla iletişebilmemize. Şiirdi,romandı neyimize lazım soyut zekayı geliştiren bu edebiyat dersleri.Yazar çizer takımının kime ne faydası olmuş bu zamana kadar;kafa karıştırmaktan başka.Bu dersleri toptan kaldırsınlar müfredattan da artık hep beraber rahatlayalım.Çocuklarımız münasip şeyler mi okuyor düşünmeyelim.Zaten eve gelince de diziler,sosyal medya yeterince oyalıyor onları .Vakitleri kalmaz ellerine bu adamların kitaplarını almaya olur biter.!!


Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
                                                              
              
                                                                   Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
                                                                   Tokluğunu açlığını koydu.
                                                                   Masa da masaymış ha
                                                                   Bana mısın demedi bu kadar yüke
                                                                   Bir iki sallandı durdu
                                                                   Adam ha babam koyuyordu.

                                                                                                 
                                                                                                                       Edip Cansever

6 Şubat 2013 Çarşamba

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ....

Hala masal okuyanlar elime mum diksinJ
Kitapta yer alan masal ve hikayelerin büyük bölümü Winifred Biggs'in derlediği "The World's Best Stories adlı kitaptan çevrilmiş ve doğu masallarıyla da kapsamı genişletilerek yayımlanmış.
Dünyanın En Güzel Masalları..
İstediğinizde gerçek dünyadan kaçmak için başucunuzdan ayırmayın derim.


5 Şubat 2013 Salı

1Q84

Sonunda beklediğim oldu. Murakami'nin yurtdışında bir kaç cilt basılmasına rağmen bizde ansiklopedi gibi 1086 sayfa basılan tuğla kitabı e-kitap olarak satışa çıktı.Her yerde okunur artık :)

İdefix ve D&R fiyatları 37 TL

3 Şubat 2013 Pazar

LIEBSTER BLOG AWARD


Bloglar arasında dolaşan Liebster Blog Award zincirine Settie sayesinde ben de dahil oldum zira kendi zincirini oluştururken beni de mimlemiş :) Ben sadece onun sorularına cevap verip aynı soruları izniyle başka bir arkadaşa göndereceğim.

Tekrar tekrar okuduğun bir kitap var mı?
Öğrenciyken daha bol vaktim vardı. Bazı kitapları sevdiğimden bazılarını da daha iyi özümsemek için  tekrar okurdum. Shakespeare’in bütün küllüyatını en az 3 kez dönmüşümdir. Bir ara evde 7 tane Böyle Buyurdu Zerdüşt saymıştım. Gittiğim her yerden almışım. Nazım Hikmet, Atilla İlhan, Can Yücel ,Cemal Süreyya ,Pablo Neruda kitapları genelde baş ucumdadır.Sık sık onlardan okumalar yaparım. Şimdi zaman daha değerli, okunacak çok şey var.O yüzden okuduklarıma pek dönemiyorum.

Okuduğun kitaplar ve izlediğin filmler aynı tür mü? Hangisinde neyi tercih ediyorsun?
Ruh halime göre her tür kitabı okuyabilirim. Korku ve gerilim filmlerinden hiç hoşlanmam.

Bir kitabı okumadan fikir sahibi olup, negatif yorum yapıyor musun?
Asla yapmam. Negatif yorumlara da çok aldırış etmem. Beğeni çok subjektif bir kavram.

(Çalışanlara soru) Okumaya nasıl, ne kadar vakit ayırabiliyorsun?
Yatmadan önce en az 50 sayfa okumaya çalışıyorum. Yolculuklarda ise saatlerce okurum.

Özellikle sevdiğin, takip ettiğin bir yayınevi var mı?
Eskiden Tübitak’ın popüler bilim kitapları çok iyiydi. Ben de sıkı bir takipçisiydim. Şimdi özellikle takip ettiğim bir yayınevi yok ama yeni çıkan kitapları takip ettiğim siteler var.

Diyelim ki bir Tardis buldun, uzayda ve zamanda her yere gidebiliyorsun? Nereye, ne zamana gidiyorsun?
Ooo tam benlik. Zaten gezmeyi de hiç sevmem J Valla o bende olduktan sonra her yere ve zamana gider gider gelirim.

İçine/arka kapağına bakmadan yalnızca adını, kapağını vs. beğenip aldığın kitaplar var mı?
Çalışma masaları güzel diye iş kabul eden birine bu soru sorulmaz J Evet kitap da alıyorum.

Astrolojiyi ciddiye alıyor musun? Batıl inançların var mı?
Batıl inancım yok. Astrolojiyi de çok ciddiye almıyorum açıkçası.

Oturup sohbet etmek istediğin yazar/yazarlar var mı?
Halide Edip, Fatma Aliye Topuz, Jane Austen, Atilla İlhan ve Can Yücel ile sohbet etmeyi isterdim.

Kitap okumak için başka işlerinizi iptal ettiğin, arkadaşlarına "gelemem, çok işim var" dediğin oluyor mu?
Başka işlerimi iptal ettiğim çok olmuştur ama arkadaşlarıma çok işim var demezdim genelde onlar evde kitap okuduğumu bilirlerdi. Üniversitedeyken günlerce evden çıkmadan kitap okumuşluğum vardır. Hatta okula giderken yolda okuduğum kitaptan kopamamışsam derse girmez boş bir amfi bulup akşama kadar onu bitirirdim.Şimdi 40-50 sayfa bunların yanında komik kalıyor tabii..

Hayal ettiğin ya da sevdiğin işi yapabiliyor musun? (Öğrenciysen, istediğin bölümde mi okuyorsun?)
Yaptığım işi genel olarak seviyorum. İnsanın sevmediği şeyi yapmaması taraftarıyım.

Eğer cevaplamak isterse ben de bu soruları Hanife'ye gönderiyorum.Aslında kural gereği hakkımdaki 11 gerçeği yazıp 11 soru hazırlayıp 11 kişiye göndermem gerekiyor ama ben burada imdat demek istiyorum :) ve topu Hanife'ye atıyorum....

27 Ocak 2013 Pazar

KİTAP KARDEŞLİĞİ-ŞUBAT ETKİNLİĞİ

Stylopunk'un kitap kardeşliği etkinliğiyle 1 Şubatta Yüzyıllık Yalnızlık'ı okumaya başlıyoruz.Instigram ve Twitter kullanan arkadaşlar 1 Şubatta kitap resmini kitapkardeşliğisubat etiketiyle paylaşacaklar.Etkinliğe katılmak isteyenler Stylopunk'un Instigram sayfasından veya bloğundan kendisine ulaşabilirler.