11 Ekim 2012 Perşembe

Masal Yaratıcısı -TIM BURTON

Eğer bir filmde Tim Burton imzası varsa seyretmem için yeterlidir diyenlerdenim. Kendisini modern zamanların masal yaratıcısı olarak görüyorum.




Ortalık vampir filmleri ve kitaplarından geçilmezken , Tim Burton'ın  kendi vampir filmini çekeceği ve bu vampirinde Jonny Deep olacağı herkesçe malumdu herhalde. 
Sonunda ben de  "Dark Shadows" u seyretme şansı buldum. Film çok mu çarpıcıydı kesinlikle hayır; Beğendim mi  kesinlikle evet :)  Burton filmi olunca beklenti de yüksek oluyor tabii. Aslında yönetmenimiz olabilecek her türlü fantastik varlıkla dalgasını geçmiş. Vampirler ,cadılar, kurt adamlar,ölümsüzler. Vampir makyajı Johnny Deep'e çok yakışmış. Michelle Pfeiffer, Helena Bonham her zamanki gibi muhteşem. Eva Green çok güzel.Ciddiye alınmadığında bence eğlenilebilecek bir film. Ancak Tim Burton'un sınırsız hayal gücü göz önüne alınırsa son zamanlarda yaptığı filmler bende eski lezzetleri bırakmıyor. 


Kronolojiyi tersine çevirsek bir önceki filmi Alis in Wonderland'i heyecanla beklemiştim. İçine soktuğu muhteşem atmosfer ve renklerle gerçekten harikalar diyarındayım dedirtmişti. Çılgın şapkacı ,kupa kraliçesi , tavşan,tırtıl ,iskambil askerler, tweedlle ve tweedelledum Cheshire kedisi,Stanley , olağanüstü makyajlar ,animasyonlar....Zaten manzara düzenlemesini de Avatar'dan bildiğimiz Robert Stromberg yapmış. Görsel olarak çok güzeldi .Ama....
Ama bu görselliğin ötesinde Alis'in güçlü kız imajı ,ekonomik kararlarını yatırımlarını kontrol etme çabası gerçek dünyaya tepetaklak düşürüyor insanı. Yani bu kız Jabberwocky'i geri döndüğünde Çin'e gidip ticaret yapmak için mi öldürdü. Bana sadece bu nasıl son dedirttin Burton. Bu masal böyle bitmez ; yeniden çek :)




Onun başarıları elbette tesadüf değil.Yaratıcılığını daha çocukken çizdiği resim,illüstrasyon ve karikatürlerle ortaya koymuş.  Yönetmenimiz her fırsatta Vincent Price hayranı olduğunu ve ondan çok etkilendiğini dile getiriyor.Düşük bütçeli korku filmlerinden daha fazla keyif alması onun sonraki kariyerinde belirleyici rol oynuyor. Vincet Price ilk  kısa filmine hem ismini veriyor hem de seslendirme yapıyor.
Disney’in verdiği bir bursla California Institute of the Arts’a kabul edilen Burton, mezuniyetinden hemen sonra da Disney’de animatör olarak çalışmaya başlıyor Ancak çizgisi Disney'e uymuyor . Ama bu dönemde kendi filmografisinde çok önemli sayılan iki kısa film Vincent ve Frankenweenie 'yi yapıyor. Vincent'te Edgar Allen Poe şiirlerine benzer bir şiiri kendisi yazıyor ve bu şiiri Vincent Price'a okutuyor. 
Diğer kısa filmi Frankenweenie ise farklı bir Frankenstein uyarlaması. Disney, bir kaza sonucu ölen bir köpeğin hayata döndürülmesini ve ondan sonra gelişenleri anlatan bu filmi çocuklar için fazlasıyla korkutucu bulmuş ve o dönemde yayınlamamıştı. Bu olay Burton'la Disney'in yollarını ayırdı.Disney çok sonra Burton ünlü olduktan sonra filme sahip çıktı.
Paul Reubens’ın kendi popüler karakteri Pee-wee Herman’ın ilk uzun metrajlı filmini yönetecek uygun ismin Tim Burton olduğuna karar vermesi ile henüz 20’li yaşlarındaki Burton bir anda gişe getiren bir yönetmen oldu. ve Danny Elfman ile çalışmaya başladı. İlerleyen yıllarda Burton’un hemen hemen her filminin müziğini Elfman yaptı. 


Pee-wee’s Big Adventure'den sonra 1988'de Burton  Michael Keaton ve Winona Ryder ile ilk defa Beetlejuice'da çalıştı. Bu filmi defalarca izlememe rağmen hala benim en sevdiğim Tim Burton filmidir.   Öteki dünya ve yaşadığımız dünya arasında gidip gelen filmde sonradan Burton dünyasında çokça karşılaşacağımız simgeler,dışlanmış ,gotik  tipler görürüz. 


İlk iki filmiyle başarılı bir gişe elde etmesi sonucunda Warner Bros’un en iddialı projelerinden biri Burton’a teklif edildi: Batman. İlerleyen yıllarda da sıkça görüleceği gibi daha önce çalıştığı oyuncularla çalışmayı seven Burton, stüdyonun karşı çıkışına rağmen daha önce bir aksiyon filminde oynamamış olan Michael Keaton’ın Batman’i oynaması için  ısrarcı oldu ve dediğini de kabul ettirdi.  Ortaya çıkan sonuç çok başarılı oldu. Elbette müthiş bir Joker portresi çıkaran Jack Nicholson’un da filme katkısını inkâr etmemek gerek. Burton'ın esin kaynaklarından beslenen Gotham kentiyle şahane bir portre çizdiler.
Burton kendi Batman'ini yarattı derken, 3 yıl sonra tümüyle kontrolün kendinde olması şartı ile devam filmini yönetmeyi kabul etti ve kendi tarzında bir Batman daha ortaya çıktı. Bu kez çok daha karanlık bir atmosfer ve Catwoman ile tehlikeli bir cinsellik sunan Burton bir kez daha çocuklar için uygun olmayan bir film yaptığı iddiasıyla karşı karşıya kalıyordu. Film Batman hayranlarını ikiye böldü.Kimisi çizgi romandan uzaklaşıldığı gerekçesiyle pek sevmezken, kimileri de karanlık atmosferi nedeniyle çok sevdi.
Burton, iki Batman filmi arasına çok  başarılı ve sevilen bir film sıkıştırdı. Edward Scissorhands . Makas eller benim de favorilerimdendir. Elleri makas şeklinde , toplumdan dışlanmış Edward tümüyle çok tipik bir Burton karakteriydi. Hatta film çoğunlukla Burton’un kendi çocukluğunu anlatan bir film olarak da görülür. Edward'ı yaratan mucitin Vincent Price tarafından oynanması gene manidardır. Burton bu filminde bir kez daha Winona Ryder  ile çalışmış ama başrolü televizyon dizileri ile ünlenmiş kariyerinde fazla başarısı olmayan genç bir aktöre vermişti. Bu aktör Johnny Depp’ti.

The Nightmare Before Christmas  filmini aslında Burton yönetmedi ama hem hikayesini yazmış hem de yapımcılığını üstlenmişti.  Yılbaşı ile Cadılar Bayramını karşı karşıya getiren şahane bir stop-motion animasyondu. Filmin yönetmeni Henry Selick ile James and the Giant Peach isimli gene bir Dahl uyarlamasında benzer işbirliği yaptılar. 
Burton 94'de ilk defa bir biyogragrafi çekti. Ama hayatını anlattığı isim Ed Wood gibi “tüm zamanların en kötü yönetmeni” olarak anılan bir isimdi.  Söz konusu yönetmen hem Burton’a gerçek dünya içinde fantastik bir atmosfer yaratmış hem de dışlanan bir karakteri ele alma fırsatı vermişti. 
Mars Attacks yönetmenin o çok sevdiği ikinci sınıf bilim kurgu filmlerine bir saygı duruşuydu. Pek çok ünlü oyuncunun tuhaf rollerde karşımıza çıktığı bu film Burton’ın ne yapmaya çalıştığını anlayanlar için pek keyifli olsa da genel olarak çok sevilmedi. 






Burton bir sonraki filminde mizahı elden bırakmadan tam bir gotik korku filmi çekti.Film Amerikalı yazar Washington Irving'in Başsız Süvari hikayesinden uyarlandı.
 Sleppy Hallow'da da değişmez ismi Johnny Deep   ile çalıştı.
2001'de yeniden çekilen Planet of the Apes' ilginç ve özel olmaktan uzak Burton'ı yansıtmayan bir film oldu. Ama yönetmenimiz sonrasında hayat arkadaşı olan Helena Bonham'la bu filmde tanıştı.
Big Fish yorumlara göre Burton’ın en iyi filmi olarak görülmesine rağmen nedense bizim sinemalarımızda gösterime girmedi.Filmi ben de seyretmedim.

Burton’ın bir sonraki projesi gene bir uyarlama.  Charlie and the Chocolate Factory .Ancak burada Dahl'ın Willy  Wonkası'ndan farklı Michael Jackson'dan etkilenerek oluşturulmuş bir Johnny Deep performansı var. Film çok renkli , sahne tasarımları çok güzel ve Elfman müzikleri çok başarılı. Filmden sonra kendimi bir çikolata butiğine atmıştım:)
Aynı yıl Depp ve Burton  başka bir projede beraber çalıştılar.Bu kez Depp sadece sesi ile Burton’a katkıda bulunuyordu. Çünkü sırada The Nightmare Before Christmas 'a benzer bir animasyon Corpse Bride vardı. Yine gerçek dünya ile öbür dünya arasında gidip gelen bir aşk üçgenini anlatan film ülkemizde bir kaç sinemada gösterime girdi ve hak ettiği ilgiyi göremedi.



En iyi filmlerinden biri bence Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street.
En iyi müzikal dahil 8 dalda Tony ödüllü ünlü Broadway müzikalinden uyarlanmış film Johnny Deep'e ayrıca Altın Kürede En iyi Erkek Oyuncu ,Tim Burton'a da  En İyi Film Ödülünü kazandırdı. 








Önümüzdeki ay gösterime kendine ait bir  yeniden uyarlama girecek. Frankenweenie'yi günümüz teknolojisinde bir stop-motion olarak izleyeceğiz.

Söylenenlere göre WB'nin hazırlık aşamasında olan Pinokyo projesiyle de ilgileniyormuş.Belki arada bir de Hansel ile Gratel'i çeker. Ben de mutlu olurum :)

4 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş. Eline sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Yasemin. Beğenmene çok sevindim :)

    YanıtlaSil
  3. sevgili Selmin,
    tim burton! çok severiz! yaratıcılık ve zekanın vuku bulmuş hali o.
    big fish'i hala izlemediysen, muhakkak öneririm. yine masalsı bir dünya; ama karanlık değil bu sefer, umutlu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok seviyorum iyi ki hatırlatın Big Fish'i.Bulup izleyeyim en kısa zamanda.Frankenweenie'nin yeni versiyonunu seyrettim çok keyifli bir stop-motion animasyon olmuş.

      Sil