18 Mart 2014 Salı

Baba,Oğul ve Kutsal Roman - MURAT GÜLSOY

Bir süredir daha önce hiç okumadığım yazarları okumaya çalışıyorum. Murat Gülsoy da bunlardan biriydi. Özellikle etkilenmemek için hakkında olumlu olumsuz hiçbir şey okumadan Baba Oğul ve Kutsal Roman’ı seçtim. Şöyle söyleyeyim ; kitaba uçakta başladım ve hiç ara vermeden inişten önce dört saatte bitirdim. 
Kitabın alt yapısı o kadar entelektüel ki ben bunu biliyorum,ben bunu okudum, o cümleyle şuna gönderme yapıyor diye diye kendi kültür birikiminizi karşılaştırmaya başlıyorsunuz bir süre sonra. 
Nabakov’u çok severim .Yazar “Lolita gibi bir roman yazamadıktan sonra yaşamak niye “ diye soruyor. Dr Jekyll’ın Mr Hyde’ı gibi içinde Gollum ve Olric taşıyor.O Olric'le konuşmaya başlayınca ben bir tanıdıkla karşılaşmanın tebessümünü yaşıyorum,gene karşıma çıktı.Kısa zaman önce  Tutunamayanlarla  fazlaca iştigal ettiğimden Olric alt benliği neredeyse beni ele geçirecek J Neyse Gollum benden uzak dursun.Tanpınar’ın Acıbadem’deki Köşk’ünü anlatırken Escher’in labirent merdivenleri hemen gözümün önüne geliyor.Yazar okuyucusunu küçümsememiş .Sevgilisi Asena’yı öldürmüş mü.Peki Shrödinger’in Asenası derken Asena aslında zaten ölü müydü?Shrödinger kuramı! Evrendeki atomlardan Nietzsche’nin Bengi Dönüşü, Kafkaesk kapılar ,hediyelik eşya pazarlamasında upps bir Andy Warhol.Daha kimler yok ki.Ama en çok Tanpınar’dan.. Huzur’dan Saatleri Ayarlama Enstitüsüne ,Yaz Yağmuru’na ya üniversite konuşmasında ya Merve’ye kur yaparken.
Köpeğinin adı Kıtmir rüyalarda gezen adamın köpeği de Yedi Uyurlar’dan alınma.
Dolu dolu bir psikolojik roman. Yoksa defalarca konu edilmiş bir Fight Club hikayesini böyle başarılı vermek herkesin harcı olmaz. Ben çok beğendim. En kısa zamanda bir kitabını daha okumak istiyorum. Ama sırada Hamdi Koç  ve Yekta Kopan var.

1 yorum: