17 Mart 2016 Perşembe

KANLI KARTAL - CRAIG RUSSELL

Bu kitabı yolda okumak için yanıma almıştım ama oku-ya-ma-dım! Bu kadar kanlı bir vahşet hele de yalnız yolculuk yapınca tuhaf bir psikoloji yaratıyor insanın üzerinde. Normalde böyle şeylerden çok etkilenmem sonuçta kurgu der geçerim ama bu aralar okuduklarım bile üzerime fazla geliyor.

Kanlı Kartal ayinsel bir törenle işlenen cinayetlerin Jan Fabel ve ekibinin olayı aydınlatmaya çalışmaları ekseninde gelişiyor. 

Kayıtlara kan kartalı adıyla geçen bu vahşi rituel ,Viking efsanelerinde yani Saga’larda bahsedilen bir kurban etme biçimi. Ben burada şekli ve yapılışı konusunda ayrıntılarına girmek istemiyorum;arzu eden internetten aratsın-konuyla ilgili yeterince yayın var.
Bu arada bu kurban etme biçiminin yeterince ispatının olmadığını,herhangi bir kazı sırasında bu olayları destekleyecek bulgularla karşılaşılmadığını söyleyen akademik çevreler de var.Vikingler,denizci ve akıncı bir toplum olduklarından istila ettikleri bölgelere korku vermek için böyle efsaneler yaydıkları görüşündeler.
Çocukluğumuzun sevimli çizgi film kahramanı Vikingler aslında 8-11 yy arasındaki dönemde Avrupa tarihine damgasını vurmuş,bugünün halklarının oluşmasında etkili olmuş savaşçı bir toplum. İskandinav Mitolojisinde geçen pagan tanrı Odin’e inanıyorlar. Hristiyanlığın Kuzey Avrupa ve Cermen toplumlarına geç girmesinin en büyük sebebi bu mitolojik etkilere fazla sahip çıkmalarından. İngilizcedeki Thursday (Perşembe ) ismi oğlu Thor’un adından gelirken,Friday yani Cuma karısı Frigg den geliyor.Simgeleri Odin Haçı’nı Hristiyanlık ortaya çıkmadan çok önce kullanmaya başlıyorlar. Bizim pagan dönemimizin Gök Tengri’si ile çok benzeşiyorlar.Göçlerle,akınlarla halkların oradan oraya akarken yazdığı tarihe,inanışların ortaya çıkmasına inanılmaz bir kaynak bu mitolojiler.Tabii tırnak içinde büyük resme bakmak isteyenler için.

Fabel işte bu efsanelerle kendini Odin'e adamış bir çeteye ulaşmaya çalışıyor.İşin içinde hem Türk hem de Ukrayna mafyası olunca suçun şekli de iyice karmaşıklaşıyor. 


İskoç yazar’ın Fabel serisi genelde Almanya’da geçiyor. Sanırım kurguyu mekansal anlamda da kuvvetlendirmek için resmi birimlerin adını çevirmeden birebir Almanca olarak yazmış. Kriminalhouptkommissar gibi bir dolu kelime,dile aşina olmama rağmen okurken inanılmaz bir kesinti yaratıyor ve okuma hazzını neredeyse sıfırlıyor.Bu yüzden ilk 100’e gelene kadar kopuk kopuk okudum, alıştıktan sonra da geri kalanı bir günde bitti.Bu kelimeler dışında çeviri genel olarak güzel,doğrusu yazık olmuş. 

2 yorum:

  1. bu aralar güzel şeyler bile okuyamıyoruz ne yazık ki , bazen okuduğumu anlamıyorum , tekrar dönüp aynı yeri okumak zorunda kalıyorum :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı durumdayım.Kendi bloğuma bile bakasım yok :(

      Sil