Memleket hali gibi parçalı bulutlu geziyorum. Haberler,sözcükler,okuduklarım
birer pençe gibi yaralar açıyor içimde ve maalesef çabuk iyileşmiyor.Güzel olan
her canlının,her nesnenin,her duygunun hunharca yok edilmeye çalışıldığı artık
benim için “distopik” bu yaşam şeklinde acaba o büyük volkan ne zaman
patlayacak diye bekliyorum.
İnsan deliliğe böyle böyle gidiyor demek ki, ben de kendi
delilik yolculuğuma yalnız adım adım yürüyorum işte.Durkheim’ın kolektif bilinci
ile Jung’un kolektif bilinçaltı benim için hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.
Günümüz insanının egoları,kötücülüğü,kariyer,sistemler,terör,savaş
daha birçok kavramın altını yaza yaza doldurabilecekken ben sadece benden
alınana geri dönmek istiyorum. Dengeme.