Çocuk
Yasası ,Kefaret’ten sonra okuduğum ikinci McEwan kitabı. Ne anlatsam ne kadar
övsem nerelere koysam bilemedimJ Aylardır
birikmiş yorumlanmayı bekleyen kitapları aşıp bu hafta okuduğum Çocuk Yasası’nı
hemen paylaşmak istedim.
Yüksek
Divan Aile Hukuku Dairesi’nin başarılı ve ünlü hakimlerinden Fiona Maye’nin
etrafında şekillenen hikaye çok katmanlı ilerliyor. Konuyu ilginç kılan ise
hakimin önüne gelen davalar ve bunlarla ilgili verdiği kararlar. Okulda Anglo Sakson Hukuku’nun
genellikle içtihatlarla yürüdüğünü kamu ve özel hukuk ayrımının olmadığını,bireyi ön planda tutan bir ekolle uygulandığını öğrenmiştik.
Fiona’nın
baktığı davalar genellikle çocuk haklarıyla ilgili.Bu coğrafyadan bakınca
bireyin/ergenin hasta hakları dahil ,inanışı,ait olduğu aile /cemaat
değerlerine duyulan saygı karşısında eğilmemek mümkün değil. Bizde çocuğa
verilen değere,uygulamalara, alınan önlemlere, kararlara girmek
istemiyorum bile.İster istemez karşılaştırıyorsunuz işte.
Bizim
için, inanışından dolayı kan almayı reddeden lösemi hastası Adam ve ailesine
karşı hastanenin kan verebilmek için dava açması ne kadar şaşırtıcıysa ,ne
kadar ehil olduğunu anlamak için hakimin mahkemeyi bırakıp hastaneye gitmesi de
o ölçüde alışılmadık. Fiona buna göre bir karar veriyor. Sonrası McEwan’ın
yeteneği tabii.
Kitap
sadece Fiona’nın davalarından ibaret değil.Özel hayatındaki sorunlar,müzik
tutkusu,aşk,nefret,ihanet,ölüm,din gibi hayata ve insana dair pek çok şeyi
barındırıyor Hele ki müzikler şahane.Bu kısacık kitap o kadar dolu ki,tek
kelimeyle ba-yıl-dm.
McEwan'ı çok severim, bu kitabı gördüğümde çocuğun kan almayı reddetmesi (din ve mantıksızlığı nedeniyle) beni çok rahatsız etmişti o yüzden okumak istememiştim ama şimdi sizde böyle çok övünce bilemedim... tekrar bakayım o halde:) sevgiler:)
YanıtlaSil