“Üç beyin teorisi;insan beyninin
evriminin bin yıllar zarfında üç aşamada gerçekleştiği düşüncesine dayanır. Üç
ardışık beyin yapısı,bir anlamda kaymak tabakaları gibi üst üste binerek
bugünkü büyük akıllı ve başarılı beynimizi oluşturmuştur.Bu aynı zamanda ilk
primatlardan bu yana kafatası hacminin artışını da açıklıyor.Birincisi canlı
türlerinin çoğunda ortak ve en eski olan şu meşhur sürüngen beyin.Kafatasının
derinliklerinde gayet iyi korunduğundan sarsıntılara en dirençli beyinsel yapı
da o mesela.Beslenme,uyku,üreme gibi temel ihtiyaçları tatmin ederek hayatta
kalmamızı sağlıyor.Nefret,korku,şiddet gibi bazı ilkel davranışlardan da
sorumlu.
İkinci beyin,limbik sistem esas itibariyle hafıza ve duyguları idare
ediyor.
En yeni olan ve neokorteks adı verilen üçüncüyse,dış tabakalarda yer
alıyor ve dil,sanat,kültür gibi entelektüel becerilerle ilgileniyor.Düşünceyi
ve bilinci oluşturuyor.”
E-Sendromu’nun devamına duyduğum
merakla hemen arkasından GATACA’yı da okudum.Eğer ki genetiğe ve bilime ilginiz
varsa polisiye olay örgüsüyle harmanlanmış bu iki kitabı kesinlikle atlamayın.
G A T C dizisi yani grosso modo, insan
genomunun 1 numaralı kromozomundaki ilk 30000 nükleodi temsil ediyor.
Dizilimler zaten çok ilginç şöyle ki ; hücrelerimizden tek bir tanesinin
DNA’sını oluşturan 46 kromozom uç uca eklense insan boyunda bir DNA ipliği
ortaya çıkıyor ama insan vücudundaki bütün hücrelere aynı şey uygulandığı
takdirde yaklaşık bir milyar beş yüz milyon km’lik bir uzunluk söz konusu
oluyor yani tek bir kişi için Güneş ile Satürn arasındaki mesafe kadar.
Öte taraftan başka bir ilginç
konu Neandertel’lerin yok oluşu.Kromanyon tarafından ( -ki bu şiddete daha
yatkın olan bizler oluyoruz) soykırıma uğradığı tezi.
Bu ve bunun gibi çok
değişik bilgiler de içeren şahane bir konusu var.Henebelle ve Şarko gene
birlikte…
Bu kitaptaki içeriğe benzer içerikte kitap okumuştum ve beynin evrelerini anlatıyordu çok ilgimi çekmişti o zaman. hala da düşünüyorum ve sözkonusu olan en ilkel sürüngen beynimizin ne kadar da önemli olduğunu adeta şalter vazifesi görmesini oldukça uzun bir zaman düşündükten sonra kabullenebilmiştim. :)
YanıtlaSilHalil Bey yorumunuz için teşekkür ederim. Bazı bilgiler gerçekten çok ilginç. Doğadaki bir çok canlı ile buna bitkiler de dahil DNA'mızın çok büyük bir yüzdesi benzeşiyor. Bunları okumak çok farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
Sil