SADE yeni bir kitap değil. Ancak
yeni yıl öncesinde yeni kararlar alıp uygulamak isteyenlere fikir olabilir.
Kendimi çok kötü hissettiğim bir
günde dev marketin deterjan reyonundan onlarca marka,kampanya,hediye,indirim arasından ürün seçemeyip "ben burada ne yapıyorum" sorusu ile marketten çıktığım olmuştu.Bu bunalmışlık ve yabancılaşma duygusu, seçenek bombardımanı, zihnimizi meşgul
eden binlerce datanın verdiği odaklanamama hiç sağlıklı gelmiyor. Beynimizin
belki daha gençken üstesinden gelebildiği bu durumları ilerleyen yaşlarda
tolere edebileceğinin garantisi yok. Az çoktur hayat görüşüyle yaşamlarımızı
yönlendirmek sadece kendimiz için değil,yaşadığımız gezegenin sürdürülebilir
olması için de elzem olmaya başladı.
Sosyal medyaları daha çok
kullandığımız şu dönemde arkaya arkaya gelen indirim
bildirimleri,tanıtımlar,yukarı kaydır-satın al kolaylıkları içinde deli bir
tüketim çağındayız.Karbon ayak izimiz
çok fazla.Çok eşya,çok seçenek,zamanım
yok baskısı içinde sadece gardrobumuzu,evimizi değil,iş hayatımızı,ilişkilerimizi,dijital
dünyamızı da nasıl sadeleştirebiliriz üzerine düşünmemiz ve eyleme geçmemiz gerek. Bu cümleleri kurarken bile “ÇOK”
kelimesini "AZ" kelimesinden daha fazla kullanmak hayatlarımızın ne durumda olduğunun göstergesi.Hem zihinsel hem
ekonomik olarak geri dönüşleri kaçınılmaz SADE'leşme üzerine daha fazla kafa yormamız gerekiyor.
Sade yaşam aslında hayatımızı her anlamda kolaylaştırıyor. Hem maddi, hem de manevi.
YanıtlaSil