Soğuktan Gelen Casus yazarın ödül almış ve en bilinen kitabı.Casusluk hikayesinin ötesinde Soğuk Savaş Dönemini anlatıyor. Doğu Berlin atmosferinde İngiltere ve Rusya’nın casusluk faaliyetleri özetle.
John Le Carre eğitiminden sonra ders verdiği Eton kolejinden 1959’da ayrılır ve İngiliz Dışişleri'nde çalışmaya başlar.Önce Elçilik görevleri sonra da MI6 onu gerçek bir istihbaratçı yapar. 1961’de ilk romanını yazar. Romanlarının başarısı casusluk olaylarına birinci elden vakıf olmasıyla ilgili.Bu başarıların ardından casusluk dünyasından ayrılıp yazarlığa geçer ve 55 yıl boyunca 25 casus romanı yazar.
91’de Soğuk Savaş bittikten sonra Le Carre için yazacak bir şey kalmadığını
düşünenleri
uluslararası terörizm, kara para aklama, finans kapitali,
uyuşturucu ticareti gibi konularda 11 kitap daha yazarak yanıltır.
Kahramanı George Smiley MI6
örgütünde başkan yardımcısı.Alıştığımız kaç-kovala işleri yapmıyor.Bir
felsefesi var dolayısıyla diyalogları da siyaset felsefesi anlamında derin ve
kaliteli. Bugün Carre’in casus romanına edebiyat düzeyinde itibar kazandıran önemli
bir yazar olarak görülmesinin sebebi bu
tarz diyaloglar.
“Bir tarafın idealleri ile öteki
tarafın yöntemleri aynı terazide tartılmaz değil mi “ cümlesi hikayenin de
genel felsefesini veriyor.
Öte taraftan bugün bakınca klişe
konular, ,Yeşilçam vari finali ile gönlümüzü çok da hoplatmayacak durgun bir
hikaye ancak benim gibi siyaset felsefesi sevenleri mutlu edebilecek bir kitap.Arka
planda tartışılan birey-komünizm,sömürü-kapitalizm konuları zaten ilginizi
çekiyorsa casusluk hikayesi kitabın sadece tadı tuzu olur.
Casusluk gerilim çok okuduğum bir tür değil ama hep bir Le Carre kitabı okumak istedim bir türlü olmadı. Bu romana bir bakayım:) Elinize sağlık.
YanıtlaSilRica ederim.Umarım beğenirsiniz.Dediğim gibi konu durgun:)
Sil