Uzun zamandır okunmayı
bekliyordu.Ancak zamanlaması yanlış oldu sanırım.Derin psikolojik iç döküşler
var.Şu süreçte ruh halime fazla geldi.Romanın ana karakteri Leyla ve Fikret’in beynine
girmiş yazar. Arayış ve yürüyüş olarak iki ayrı bölümde ne hissediyorlar,ne düşünüyorlar onu okuyoruz.
Fikret gelgitlerle dolu bir beyin yada duygu durum
fırtınası içinde kaybolan karısı için polis memurlarıyla görüşüyor.Ancak
konuştuğu kişi kendisi mi,psikiyatri hocaları mı,babası mı bir sorgulama içinde
didik didik ediyor tüm benliğini.
Leyla evini bırakıp bir yürüyüşe
çıkıyor şehirde.Yürüdükçe bağlı olduğu her şeyden özgürleşerek insanlarla
hayvanlarla karşılaşıyor. Her karakterlerden bir şeyler öğrenerek, kendisiyle yüzleşerek
yürümeye devam ediyor. Unuttuklarını hatırlayarak,bastırdıklarını ortaya
çıkararak geçmişiyle kendisiyle hesaplaşıyor. Bu arada Sylvia Plath,Edith
Piaf,Virginia Woolf,Didem Madak,Kurtlarla Koşan Kadınlar roman boyunca
kahramanımıza eşlik ediyor.
Psikolojik metinleri seviyorsanız
Gölgesinde çok samimi gelecektir.
çok şey öğretiyor o tarz kitaplar:) ama biraz sıkabiliyor.
YanıtlaSil