Çizgi romanları ve illüstrasyonları çok seviyorum.Bazen
yazmaktan çok çizmek,okumaktan çok o çizimleri seyretmek bana kendimi daha iyi hissettiriyor. Marvel ve
DC Comics arasındaki ezeli rekabetle süper kahramanların ölüp ölüp yeniden
dirildiği,hikayelerin başa sardığı,birlikte yada birbirlerine karşı sayısız
kombinasyonların yapıldığı serileri takip etmekte gerçekten zorlanıyorum artık.
Son
yıllarda yerli çizerler çok daha keyifli işler çıkarmaya başladı.Devrim Kunter de
bunlardan biri.Levent Cantek’i de burada anmak istiyorum ancak onun
çalışmalarını başka bir yazıda paylaşacağım.Kendisi bu alanda zaten efsanedir.
Seyfettin Efendi’nin maceraları dijital ortamdan çıkıp raflara
yerleşeli çok oldu ama bizde işler Amerika’daki benzerleri gibi hızlı
gitmediğinden şimdilik 3 Olağanüstü Macera ve Esrarengiz Hikayeler olmak
üzere 4 sayı var toplamda. Esrarengiz Hikayeler II gelmek üzere. Üç kitap tek macera
içerirken Esrarengiz Hikayeler,9 yazar ve 13 çizerlerin desteğiyle
oluşturulmuş farklı hikayelerden oluşuyor.
40’lı yaşlarına geldiğinde, hep hayalini kurduğu çizgi roman yazma fikrini artık hayata geçirmeye karar veren Devrim Kunter,Seyfettin
Efendi’nin maceralarına önce internet
ortamında blog paylaşımları ile başlar,
çeşitli dijital dergilerde yayınlar.
Ömer
Seyfettin’den etkilenerek yaratılan karakater 1884 Gönen
doğumlu.İstiklal harbinde aktif olarak savaşmış bir Harp Akademili.Dedektif karakterlerinin genel geçer profili disiplin ve otoriteye
uyumsuzluk sorunu Seyfettin Efendi’de de var.
Cumhuriyetin
kurulmasından sonra Osman Paşa’nın emriyle İfşa-yi Sırr teşkilatını kuruyor ve
ekibiyle esrarengiz vakaları çözmeye çalışıyor.
Pozitivist bir kişiliği var,mistik ve fantastik olaylara
inanmayıp olaylara bilimsel yaklaşıyor .Biraz Poirot biraz Holmes benzetmesi
yapılsa da bence kendine has özellikleri daha fazla. Holmes candır ama hani
onun yok artık dedirten çözümleri,müdahaleleri vardır ya;işte Seyfettin Efendi
o kadar abartılı değil her şeyden önce.
Maceralar 1920’lerde geç Osmanlı,erken
Cumhuriyet döneminde geçiyor.Dönemin kişilerinden ve olaylarından bolca ilham
alınmış.Bir anda sürpriz biriyle karşılaşabiliyorsunuz.
İfşa-i
Sırr ekibi de çok iyi oluşturulmuş.Her kalıba uyan bir karakter
yaratılmış.Onları da zaman içinde daha iyi tanıyacağız .Bir araya geldiklerinde
süper güçleri olmayan fantastik dörtlü gibiler.
Doktor Aziz
Ekibin
Watson’ı.Adli tıp konusunda uzman Seyfettin Efendi ile eski dostlar.
Pehlivan İsmail
Mistik olaylara inanan ve korkan
pehlivan iri yarı cüssesiyle ekibin kaba kuvvet ihtiyacını karşılıyor.O
kuvvetle somut şeylerden korkması imkansız zaten.
Casus Esat
Yedi dil bilen,İstiklal
Harbinde casusluk yapmış Esat, İngiliz Kemal’den esinlenilerek yaratılmış.Hatta
ilk çizimler Ayhan Işık’ı andırıyor
Mucit Münevver
Ekibin bir çeşit engelsiz Oracle’ı. Mucit
bir mühendis olarak ekibe ilginç silahlar ve aletler sağlıyor.
Bunun dışında serinin ilk kitabı
Yeditepe Canavarı’na önsöz yazmış Giovanni Scognamillo’den esinlenilen karakter
Scognamillo'da aslı gibi doğaüstü olaylar,mitler ve okültizm üzerine
uzmanlaşmış bir levanten olarak karşımıza çıkıyor.
Çizimlerin arka planı biraz noir
edebiyatı hatırlatsa da daha çok Gotham vari bir İstanbul görüyoruz hatta steampunk etkileri daha fazla.Devrim Kunter’in yazıp,çizdiği,bastığı/yayınladığı/dağıttığı Seyfettin Efendi,tüm eksikliklerine
rağmen,kısır çizgi romancılığımızda kesinlikle desteklenmeyi hak ediyor.Hem polisiye hem çizgi roman seviyorsanız kaçırmayın.
Yekta Kopandan geldim hemen bloguna koştum, tanıştığıma çok memnun oldum :D sevgiler güzel insan...
YanıtlaSilŞimdi gördüm,mahçup ettin beni :) Asıl ben çook sevindim nihayet seninle tanıştığıma :))
YanıtlaSil