Zabel
Yaseyan’ı,Osmanlı Feminist hareketlerini ve dönemin kadın yazarlarını
incelerken keşfetmiştim.Bu sene Sabit Fikir 50 ‘tavsiyelerinde de Meliha Nuri
Hanım kitabı ile listedeydi.Dolayısıyla ismi daha da anılır oldu.
Zabel Hanım
kendi dönemi içinde bir kadın–aydın aykırılığıyla bu topraklarda yaşamış ilginç
bir hayat hikayesine sahip.Her türlü otoriteye karşı
gelmiş güçlü bir kadın.
Üsküdar Surp Haç’da okuduktan sonra Sorbonne
Üniversitesinde Edebiyat ve Felsefe eğitimi alır zaten üniversite okumuş, ilk Ermeni sosyalist
feminist kadın yazardır. Anti-militaristtir ve milliyetçi kimliğinden öte yazar
kimliğiyle var olmak ister.
Paris’ten döndükten sonra yazarlık yapmaya devam
eder.Hem Ermeni Cemaatinin hem de Osmanlı’nın erkek egemen yapısını sorgulayan
yazılar kaleme alır.1909’da patrikhane tarafından Adana olayları ile ilgili
makaleler yazmak için Kilikya bölgesine gönderilir.Burada yetim kalmış çocuklarla ilgili raporlar yazar
.Döndüğünde artık aynı kişi değildir;hiç durmadan yazarak “Yıkıntılar Arasında”romanını bitirir.Kendi cemaatine de muhalif olduğundan Ermeni entelijansiyası
tarafından ağır eleştiriye uğrar.
Anti-militarist
olmasına rağmen, 1915 dönemi sürgün listesindeki tek kadın aydındır.Kılık
değiştirip Bulgaristan’a kaçar sonra da Bakü’ye geçer.1933’te Ermenistan’dan
aldığı bir davetle Erivan Üniversitesinde edebiyat dersleri vermeye başlar.
Paris’te eğitim görmüş bu kadın oradaki öğrenciler için çok ufuk açıcıdır.
Ateşten Gömlek ve Silahtarın Bahçeleri’ni bu dönemde yazar.Sosyalist olmasına
rağmen Stalin döneminin yönetsel uygulamalarını eleştirdiği için Sibirya’ya
sürgüne gönderilir ve bir daha kendisinden haber alınamaz.
Silahtarın
Bahçesi otobiyografik bir kitap.Hem dönem, hem de Zabel Hanım’ın kendisi
hakkında ilginç anekdotlar var.Ayrıca Elif Şafak’ın “Sürekli Sürgün:Zabel
Yaseyan Üzerine“ inceleme yazısına da yer verilmiş ki son derece bilgilendirici ve okumayı da destekleyen bir çalışma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder