Barış Müstecaplıoğlu şahane bir
bilim kurgu yazmış. Çok iyi bir hayalgücü ve yaratıcılığı var.
İstanbul iç savaşlardan çıkmış, yeniden inşaa
edilmiş. 250-300 katlı mega kulelerde yaşayan ve tüm yaşamsal ihtiyaçlarını bu
mega kulelerin çeşitli katlarından karşılayan zengin bir kitle ile yeryüzünde
yaşayan fakir çok kalabalık bir halk 250 yıl sonrasının şehir devletinde
yaşamaya çalışmakta.
Yeryüzünde hiç ağacın kalmadığı bunun yerine oksijen kulelerinin
dikildiği alanlarda, bir zamanlar burada ağaçlar,ormanlar hatta hayvanlar varmış
diyenlerin yalanlanıp tutuklandığı "demokratik" bir yönetim var. Geçmişe dair internette dahi bulunabilecek bir kayıt yok. Toplumsal hafızalar
istenildiği gibi şekillendirilmiş.Ulaşım heli-mobillerle yapılmakta.
İşte böyle bir ortamda şiddetli
baş ağrılarıyla başa çıkmaya çalışan Dedektif Kemal’den yakılarak öldürülen bir
ailenin katilinin bulunması istenir.
Öte taraftan yüzyıllar önce
Osmanlı Donanmasından Süleyman Paşa sefere çıktığı sırasında denizde bir kız
bulur.İlahi bir mucize olduğunu düşündüğü ve Ayşe adını verdiği bu kızın
gizemleri vardır.Kemal cinayeti çözmeye
çalışırken,Paşa bu kızı nasıl koruyacağının derdindedir.
Anlatımın ve kurgunun son derece
akıcı olduğunu söyleyebilirim.İki farklı hikaye nerede nasıl
bağlanacak diye okurken baktım kitap bitivermiş J
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder