Bir
röportajında okuduğuma göre Oya Hanım’ın fotoğraflarını hiç tanımadığı biri bit pazarında
tesadüfen buluyor ve ona haber veriyor. Bir araya geldiklerinde arşivcinin yol
boyunca "Oya Hanım o muhteşem hayatınız “ derken aslında kendisine bir hayat hikayesi
yazdığını ve ona inandığını fark ediyor. Böylece kitabın konusu belirmeye
başlıyor yazarımızın kafasında.
Uluslararası
üne sahip bir opera sanatçısının toplayıcı dediği hayranıyla bir araya gelmesi,
fotoğraflarını, hikayesini ,köklerini tekrar buluşunu takip ediyoruz kitap
boyunca.
Ona tutkuyla
bağlı bu hayranın kafasında yarattığı kusursuz hikayeyle örtüşmeyen hayatında
yaşamı travmalarla dolu olan anneliğiyle bile 60’ından sonra barışabilen Diva’nın
kızı Arya giriyor öyküye ve onun uyanışıyla köklerine 1938’de Dersim’de
yaşananlara gidiyoruz. Oya Baydar ; Arya üzerinden toplumsal farkındalık
yaratmaya çalıştım dese de politik mesajlı kitapların çoğu gibi klişelere
düşüyor. Defalarca tekrarlanan şovenist söylemler tarafları ne olursa olsun
beni sıkıyor.
Ama kitabın
sonunda belirttiği subay kızı ve kabullenemeyişlerden öte “etek altı çocuğu” tabiri konu üzerine yazılmış onca şeyi anlamsız
kılıyor.
Kitapta Arya
müzikolog. Etnik müzik ve sesler üzerine araştırma yapıyor. Dolayısıyla kitabın
bu tarafı çok hoş.
Yazarımız da anladığım kadarıyla Aydın Büke ve Kemal Kahraman’dan yardım almış. Yöreye özgü kaybolmuş destanlar,birbirine karışmış efsaneler,ağıtlar,çalgılar bunların üzerine bir şeyler daha okumalıyım dedirtiyor.
Kitabın
sonundan
“Diva gibi ben de subay kızıydım. Askerî garnizonlar, 60-70 yıl
önceki Anadolu köyleri, kasabaları ve o zamanlar “Şark” denilen Doğu, çocukluk
anılarımın parçasıdır. Bir gece, annemle babam, lüks lambasının ışığında, vakit
geçirmek için bezik oynarlarken, “Fitnat, etek altı çocuğudur,” dedi babam.
Benim varlığımı unutmuşlardı ya da babam bu laftan hiçbir şey anlamayacağımı
bilmenin rahatlığıyla sözünü sansürleme gereği duymamıştı. Fitnat Abla benden
üç-dört yaş büyüktü, levazım komutanının kızıydı, oyun arkadaşımdı. “Etek altı
çocuğu” sözü, bebeklerimin kat kat kabarık eteklerinden başka çağrışım yapmadı
bende, unuttum. Taa ki Dersim’de olanları öğrenene kadar, meğer ki “herkesin
bildiği sır”ın farkına varana kadar. Ve evde, üzerinde “3. Ordu Manevrası
Hatırası. Tunceli” yazılı madalyayı bulana kadar. İlk tepkim, “Hayır, babamın
olamaz, babam o tarihte orada olamaz,” reddiyesiydi. Hâlâ da bilmiyorum
gerçeği, babam da annem de öleli yıllar geçti. Dört yıl kadar önceydi. Tıpkı
anlattığım hikâyedeki gibi, bana ait bazı çocukluk fotoğraflarını bulan o
değerli kişi olmasaydı, ne yapıp edip bana ulaşıp fotoğrafları paylaşmasaydı,
bu roman yazılmayacaktı. En büyük teşekkürü ona borçluyum.”
Anadolu'nın Kayıp Şarkıları DVD : D&R Fiyatı 20 TL.
Yol /Re Dersim İnanç Sembolizmi
Antropolojik Bir Yaklaşım
İdefix Fiyatı : 17,25 TL
Dersim'in Kayıp Kızları Nezahat Gündoğan- Kazım Gündoğan
D&R Fiyatı : 17,25 TL
Öteki Tanrılar
Alevi ve Bektaşi Mitolojisi - Ertuğrul Danık
İdefix Fiyatı : 10,50 TL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder