17 Temmuz 2020 Cuma

KÖRBURUN - HİKMET HÜKÜMENOĞLU


"İnsan kalemini kaybeder, anahtarını kaybeder. Sonra da bulur. Babasını kaybetmez ki! O kadar saçma geliyor ki! Nereye koyduğumu unuttuğum bir eşya gibi günün birinde karşıma çıkmayacak. Çünkü artık öyle birisi yok."


Hikmet Hükümenoğlu’nun, Attila İlhan Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş bu romanı, Körburun isimli bir adada yaşananları, devamlı değişen bir anlatıcı ve zaman akışıyla aktarıyor okuyucuya. Turistlerin rağbet etmediği, akıntılar yüzünden teknelerin yanaşmadığı, günde sadece iki vapur seferi yüzünden gidip gelmesi dert olan, bir avuç kalmış Rum azınlıkla Türklerin kavgasız gürültüsüz birlikte yaşadığı Körburun hikayede aslında var olmayan Prens Adalarından biri.

Ön planda bir aşk hikayesi,arka planda 27 Mayıs süreci.Yıllar yavaş yavaş ilerlerken ülkenin atmosferi ile adaya ekilen kin ve nefret tohumları pek çok kişinin hayatını değiştirecektir.

Yazar 64 zorunlu göçü ve askeri darbeler üzerinden geçmişle hesaplaşmaya girerken yarattığı karakter özelinde toplumsal ve ekonomik yükselişi, aslında sermayenin başkalarının acıları üzerine nasıl inşa edildiğini gösteriyor.Kötülük etrafında hızla örgütlenebilen linç kalabalıkları tarihin aşina olduğu bir durum. Öte taraftan lince katılmayanların sessizliği ile yakın tarih yazılıyor.

Roman karakterlerin hayat hikayeleri ile ülke 12 Eylül darbesine doğru giderken "güc" ün meselesi de değişiyor. Artık "düşman" gençlerdir. Bu anlamda ada bir Türkiye metaforu gibidir.
Karakter zenginliği,sade uslubu ve akıcı kurgusuyla keyifli bir kitaptı.Hala okumayanlar varsa tavsiyemdir.


2 yorum:

  1. Daha önce hiç duymamıştım kitabı... Listeme aldım, bulursam okurum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zengin bir kitaptı,umarım beğenirsiniz.

      Sil